| Migren olduğunu düşünüyor. Başım ağrıyor, hem de çok kötü. | Open Subtitles | انه يظن انه الم الشقيقة فعندي صداع قوي في رأسي |
| Kötülükle savaştığını düşünüyor ve bu adamları Washington'a kadar izlemiş olabilir. | Open Subtitles | انه يظن انه يقاتل الشر و من الممكن جدا ان يكون لحق بهؤلاء الرجال هنا الى واشنطن |
| Kötülükle savaştığını düşünüyor ve bu adamları Washington'a kadar izlemiş olabilir. | Open Subtitles | انه يظن انه يقاتل الشر و من الممكن جدا ان يكون لحق بهؤلاء الرجال هنا الى واشنطن |
| Eğer her şeyi doğru yaparsa, eğer tekniği ve aletlerini mükemmelleştirirse, ilk seferkine erişebilir sanıyor. | Open Subtitles | انه يظن انه ان قام بضبط كل المتغيرات ان قام بضبط مهاراته و أدواته للوضع المثالي سيشعر بالنشوة الاولى مجددا |
| Gardını indirdi. Beni kontrol edebileceğini sanıyor. | Open Subtitles | حذره منخفض انه يظن انه يمكنه ان يتلاعب بي |
| Hunter korkuyor. Artık babasını tanıyamadığını düşünüyor. | Open Subtitles | هانتر خائف انه يظن انه لا يعرف والده بعد الان |
| Sırf bana âşık olduğunu düşünüyor diye, ...15 yaşında bir çocukla mı takılacağım yani? | Open Subtitles | لن اخدع فتي في الخامسة عشر من عمره فقط لمجرد انه يظن انه واقع في حبي |
| Takımdaki herkesten daha iyi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | انه يظن انه افضل من كل الذين بالفريق |
| Bundan kurtulabileceğini düşünüyor ve kurtulabilir de. | Open Subtitles | انه يظن انه سينجو بهذا و قد يفعل |
| Sanırım kariyerine faydası olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | اعتقد انه يظن انه يساعد في مهنته |
| Onlara hizmet ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | انه يظن انه يسدي لهن خدمة |
| Savaş bölgesinde olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | انه يظن انه في ساحة حرب |
| Köyden inme taşralının teki olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | انه يظن انه قروي نوعا ما |
| Mükemmel olduğunu düşünüyor, yanılmaz hatta. | Open Subtitles | انه يظن انه مثالي لا يخطئ حتى |
| Talimatları takip ederek riske girmediğini sanıyor. | Open Subtitles | أعنى , انه يظن انه يلعب بأمان بإتباع الأوامر |
| Tabii ki olacak. Bir dünya zamanı olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | بالطبع انه يظن انه لديه الكثير من الوقت |
| - Kalp krizi geçirdiğini sanıyor. | Open Subtitles | انه يظن انه يعاني من ذبحة قلبية |
| Götürdüğünü sanıyor herhâlde. | Open Subtitles | حسنا,أظن انه يظن انه فعل |