| Bir dakika, Eve. Bütün istediği New York'a gidip ona sorman. | Open Subtitles | دقيقة واحدة يا ايف ، كل ما تريده هو ان تذهب الى نيويورك و تطلب منها |
| New York'a gidip bu evlerin buraya gelmelerini engellemen gerekiyor. | Open Subtitles | يجب ان تذهب الى نيويورك وايقاف تلك المنازل من الوصول الى هنا |
| Bara gitmeden önce neden eyalet polisini aramadnz? | Open Subtitles | لماذا لم تتصل بشرطة الولاية قبل ان تذهب الى الحانة |
| - Cehenneme gitmeden önce dünyadaki hapsoluşunu kabulleneceksin | Open Subtitles | ستقضى عقوبتك فى هذه الدنيا قبل ان تذهب الى الجحيم |
| Alo? Konsolos Han, planlandığı gibi Çin fuarına gitmeni istiyorum. | Open Subtitles | ايها السفير اريدك ان تذهب الى الحى الصينى كما خططت |
| - Florida'ya gidip biraz güneşlenmelisin. | Open Subtitles | يجب ان تذهب الى فلوريدا و ان تتشمس قليلا |
| Fakirlere gitmesi gereken para, gerçekten onlara mı gidiyor? | Open Subtitles | الأموال المخصصة للفقراء يجب ان تذهب الى الفقراء |
| Slannen, Lamia'ya gitmeli ve prense rica etmelisin. | Open Subtitles | سلانين, لابد ان تذهب الى "لاميا" و تتوسل للامير. |
| Aslında aşağı kattaki çocuk hizmetlerine gitmen gerekiyor. | Open Subtitles | في الحقيقه، يجب ان تذهب الى الأسفل للخدمة الاجتماعية للأطفال |
| Bunu yapmak için Harvard dışına çıkmak istemiyorsan o zaman Cambridge'a gidip... | Open Subtitles | فاذا كنت لا تريد الذهاب خارج (هارفارد) فانا اقترح ان تذهب الى (كامبريدج) |
| Bunu yapmak için Harvard dışına çıkmak istemiyorsan o zaman Cambridge'a gidip... | Open Subtitles | فاذا كنت لا تريد الذهاب خارج (هارفارد) فانا اقترح ان تذهب الى (كامبريدج) |
| O da Cyrus'a gidip bu konuda ona acıklı bir hikaye anlatıp birkaç kez onunla yattıktan sonra Cyrus'un koruması altında Flamingo'da dansçı olarak işe başlarım diye düşünmüş. | Open Subtitles | لهذا قررت ان تذهب الى (سايرس) و تعطه قصة حزينة و تجلس على... كثيرا و الامر التالي الذي تعرفيه |
| Daha fazla ileri gitmeden buna bir son vermelisin. | Open Subtitles | يجب عليك ايقافها قبل ان تذهب الى ابعد من ذلك يمكنني اعطائك رجال |
| Ama oraya gitmeden önce oğlum Phil hakkında bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | ولكن قبل ان تذهب الى هناك، هناك شيء يجب أن "تعرفيه عن ابني، "فيل. |
| Shoshanna okula gitmeden önce anahtarları almam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أذهب وأأخذ (المفاتيح من (شوشانا قبل ان تذهب الى الفصل |
| Benim için markete gitmeni istiyorum. Koca bir kutu dolusu buz ve 15 küçük paket MM almanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تذهب الى المتجر لتشتري لي المجمد الكبير |
| Paris'e gitmeni ve Fransız Kralı'nı, Pole için hazırladığı, resmi ve gösterişli kabul töreni için bizim adımıza protesto etmeni istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تذهب الى باريس احتج عند ملك فرنسا بالنيابة عني باسم المحبة والاحترام الذين قابلناه بهما |
| Hey, şoför, Cumberly's'e gitmeni istiyoruz. | Open Subtitles | ايها السائق نحتاجك ان تذهب الى محل كيمبرلي |
| Avrupa'ya gidip bunu araştırmanızı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تذهب الى اوروبا و تحقق |
| Avrupa'ya gidip bunu araştırmanızı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تذهب الى اوروبا و تحقق |
| Moskova'ya gidip Kitty'ye seni bağışlaması için yalvarmanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تذهب الى (موسكو)و تتوسل ل(كيتي)لكي تغفر لك |
| Amerika'ya gitmesi gereken biziz. | Open Subtitles | نحن هم الذين يجب ان تذهب الى أمريكا. |
| Bence Bayan Millett Yugoslavya'ya gitmeli. | Open Subtitles | أعتقد أن السيدة "(ميليت)" يجب ان تذهب الى "(يوغوسلافيا)". - "(هورتنس)" . |
| Bunun için şehre mi gitmen gerekiyor? | Open Subtitles | ايجب ان تذهب الى المدينة من اجل ذلك؟ |