| Belki deneyip onu alıp alamayacağımızı görmeliyiz. | Open Subtitles | ربما علينا ان نرى اذا كان بامكاننا الوصول اليه |
| Hotch ve Kate'e ne olduğunu görmeliyiz. | Open Subtitles | اعطني زاوية اخرى علينا ان نرى ماذا حصل لهوتش و كايت |
| Yoksa bunu hangi deliğe sokacağımı mı görmeliyiz? | Open Subtitles | او هل يتوجب علينا ان نرى العمق الذي يمكن حفرة هذا الشيء |
| görebiliyoruz ki: Atış nerede? Potaya olan açı ne? | TED | بامكاننا ان نرى: اين اللقطة؟ أي زاوية الى السلة؟ |
| Lazer teknolojisi sayesinde, boyanın arkasını görebiliyoruz. | Open Subtitles | مع تكنولوجيا الليزر, يمكننا ان نرى من خلال الطلاء, |
| Bu sene futbolda bu okulun başarısını görmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نريد ان نرى فريق هذه المدرسة ينجح فى مسابقات الكرة |
| İyi bir hikâye, ama biz gerçek bir şeyler görmek istiyoruz, duvar boyamaları gibi. | Open Subtitles | قصة جيده ولكن بالعودة إلى واقع نريد ان نرى الاشياء الرائعه |
| Ya bu bir tuzak ya da görmemizi istediği bir şey var. | Open Subtitles | حسنا,إذن هذه مكيدة من نوع ما أو أنه يريدنا ان نرى شيئا |
| Saraya gidiyoruz, bu gece Majesteleriyle görüşmeliyiz. | Open Subtitles | من القصرِ، نحن يجب ان نرى جلالته الليلة |
| Ama bundan önce, metastazın ortaya çıkıp çıkmadığını görmeliyiz. | Open Subtitles | ولكن قبل ذلك علينا ان نرى إذا وضعت في الانبثاث بالفعل. |
| Bu kanserlerin ortak noktasını öğrenmek istiyorsak, bir sonraki yayılacakları yeri görmeliyiz. | Open Subtitles | ان اردنا معرفة ماذا يشتركون به علينا ان نرى الى اين سينتشروا لاحقا |
| Kızınız hastaysa ve sizde verem varsa, onu da hemen görmeliyiz. | Open Subtitles | LF كان الابنة بك المرضى وعليك والسل، ونحن بحاجة الى ان نرى لها. |
| Bence bunu bir işaret olarak görmeliyiz | Open Subtitles | اعتقد انه يجب ان نرى هذا كاشاره |
| Birbirimizi daha fazla görmeliyiz. | Open Subtitles | اعتقد انه علينا ان نرى بعض اكثر |
| Kendisini göremesek bile yarattığı etkileri görebiliyoruz. | Open Subtitles | لا يمكننا رؤيته لكن يمكننا ان نرى نتيجة وجوده |
| Lazer yansıma bilgisi saklanıyor, ve bu monitorde, arazi ve etrafındakilerin görüntülerini görebiliyoruz. | Open Subtitles | انعكاس الليزر يلتقط المعلومات و على هذه الشاشة نستطيع ان نرى صورة المنظر الطبيعي وما يحيط به |
| Gizliden gizliye, içimizdeki canavarın, herkesin içinde olduğunu görmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن في خفية نأمل ان نرى ان الوحش الذي في كل واحد منا يكون بداخلنا جميعا |
| Bak, şov seneye geri dönüyor biliyorum ama biz daha fazla Waldo görmek istiyoruz. | Open Subtitles | انظر , اعلم ان البرنامج سوف يعود السنه المقبله لكننا نريد ان نرى المزيد من والدو |
| Birinin hala, başımıza takılıp birbirimizin anılarını görmemizi sağlayan bir şey bulmadığına şaşırıyorum. | Open Subtitles | انا متفاجأة لأنهم لم يخترعوا شيئا يقوم بتوصيل رؤوسنا حتى نستطيع ان نرى ذكريات بعض. |
| Belki başkalarıyla görüşmeliyiz. | Open Subtitles | ربما علينا ان نرى ناس آخرين |