| En iyi öğrencinin hangisi olduğunu saptamanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لابد ان هناك طريقة ما لتحديد من هو الطالب الافضل |
| Bu beladan kurtulmanın bir yolu olmalı. Bir düşünebilsem! | Open Subtitles | لابد من ان هناك طريقة للخروج من هذه الفوضى, لو استطيع فقط ان افكر, |
| Hem ondan kurtulmanın, hem de prensesi kazanmanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لابد ان هناك طريقة للتخلص منه وتواصل حياتك مع الاميرة بكل اخلاصِ |
| Sanırım ona ulaşmanın bir yolu var. | Open Subtitles | اتعلم اعتقد ان هناك طريقة اخرى لنصل اليه |
| Eminim bunu çözmenin bir yolu vardır. Buyurun oturun. | Open Subtitles | انا متأكدة ان هناك طريقة ودية للمصالحة تفضلي بالجلوس |
| Bürosuna girmem için size yardım edebilmem amacıyla bana yardım etmenizin bir yolu var mı? | Open Subtitles | ساعدني لا بد ان هناك طريقة أنت يمكن ان تساعدني ساعدني في دخول مكتبه |
| Teşekkürler. Kendinizi suçlu hissettiğinizde, bazen, başınızın üstünde fırtına bulutları dolaşıyormuş gibi olur. Bu fırtınayı başınızdan defetmenin tek bir yolu olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | أحياناً عندما تشعر بالذنب يشبه الأمر غيوم عاصفة فوق رأسك عرفت ان هناك طريقة واحدة لجعل عاصفة الذنب تختفي |
| Peki size bunu sormanın bir yolu var deseydim? | Open Subtitles | ماذا لو اخبرتك ان هناك طريقة يمكنك بها سؤاله؟ لا اعرف ماذا |
| Suçları anlamanın ve suçluların... bir adım önüne geçmenin... bir yolu olduğuna kimse inanmazken, siz inandınız. | Open Subtitles | الذين أمنوا عندما لم يأمن أحد ان هناك طريقة لفهم هذه الجرائم و استباقهم |
| Hepiniz bu savaşı sona erdirmenin tek bir yolu olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | انتم تعلمون ان هناك طريقة واحدة فقط لإنهاء تلك الحرب |
| Size yalvarırım. Onu öldürmeyin. Başka bir yolu olmalı. | Open Subtitles | اتوسل اليك, لا تقتلها لابد ان هناك طريقة اخرى |
| Ona ulaşmanın bir yolu olmalı. Çok acil bir durum. | Open Subtitles | لابد ان هناك طريقة للاتصال به انها حالة عاجلة |
| Daha iyi bir yolu olmalı! | Open Subtitles | عن أداء مهمامك اليومية من المفترض ان هناك طريقة فُضلى لفعل ذلك |
| Keşke söylemenin kolay bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | وددت لو ان هناك طريقة أيسر لقول هذا |
| Sanırım bunu düzeltmenin bir yolu var. | Open Subtitles | اعتقد ان هناك طريقة واحدة لحل هذا |
| Kıbrıs kaydının sahte olduğunu kanıtlamanın bir yolu var gibi. | Open Subtitles | اعتقد ان هناك طريقة لاثبات تزيف الشريط |
| Ama yapabiliriz, biliyorum bir yolu var | Open Subtitles | لكن يمكننا فعلها . اعرف ان هناك طريقة |
| Keşke başka bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | كنت اتمني لو ان هناك طريقة اخري.. |
| Bence bu işi centilmence halletmenin tek yolu var. | Open Subtitles | اعتقد ان هناك طريقة فعلية واحدة، لنحل هذا كمحترمين |