| Ayrıca Ailen bana, Matematik Derneğinin bursuna başvurmak istediğini çoktan söyledi bile. | Open Subtitles | بالطبع اهلك قاموا باعلامي .. بأنك تسعى للحصول على منحه في الرياضيات |
| Ailen katledildikten sonra seni bir ağacın altında ağlarken bulan Ethan'dı. | Open Subtitles | إيثان هو الذي عثر عليك بعد أن تعرض اهلك للقتل |
| Umarım Ailen noel hediyesi olarak sana mezar taşı almıştır. | Open Subtitles | آمل بان اهلك قد اشتروا لك قبر يناسبك في عيد الميلاد |
| Bak.. eğer ailene açıklayamazsan | Open Subtitles | انظرى .. اذا لن تستطيعى اخبار اهلك عن انشومان |
| Bunu söylemekten nefret ediyorum ama aileni görmek için eve gitmeden önce hep böyle oluyorsun. | Open Subtitles | اسمعى ، لا اريد ان اقول هذا .. ولكنك دائما تفعلى ذلك عندما تكونى فى الطريق لزيارة اهلك |
| ailenin arabasının arkadaşındaki okul yapışkanı çıkarılmıştı. | Open Subtitles | إن ملصق مدرستك على مؤخرة سيارة اهلك كانت قد كشطت |
| Annenle baban, bu duvarlarin güvenliginde aylarini geçirdiler. | Open Subtitles | اهلك قضوا الكثير من الاشهر لضمن سلامة هذه الجدران |
| Yirmi kişinin hatırı için harap etmeyeceğim. | Open Subtitles | لا اهلك من اجل العشرين |
| Eminim Ailen senden ümidi kesmiştir artık. | Open Subtitles | أنا متأكد أن اهلك لن يبحثون عنك بعد الآن |
| Eğer Ailen seni seviyor ve mutlu olduğunu düşünüyorsa, buna uyum göstermeli. | Open Subtitles | لو كانو اهلك يحبوك ويعتقدون بأنك سعيد سوف يتأقلمون |
| Muhtemelen seni buraya yemek bulman için Ailen gönderdi, değil mi? | Open Subtitles | أنت تابع أرسلك اهلك لتحضر الطعام , أليس كذلك ؟ |
| Hep doktor olmak mı istemiştin yoksa Ailen mi zorladı? | Open Subtitles | هل أردت دوما .. ان تكون طبيبا ؟ ام أجبرك اهلك على ذلك ؟ |
| Senin... Ailen şu anda lobide seni bir çeşit tesise yerleştirmek için bekliyor. | Open Subtitles | اهلك بيحاولوا يوضعوكي في منشأة سكنية نوعا ما |
| Bak.. eğer ailene açıklayamazsan | Open Subtitles | انظرى .. اذا لن تستطيعى اخبار اهلك عن انشومان |
| ailene yeniden birlikte olduğumuzu nasıl söylemezsin? | Open Subtitles | كيف امكنك ان لاتخبري اهلك اننا رجعنا سويه؟ |
| Orada seni ailene teslim edebilirim. | Open Subtitles | لا يمكنني ان اطلقك الى اهلك هنا |
| Bu aileni Amerika'ya getirmene yeter sanırım. | Open Subtitles | يفترض ان يكون هذا كافيا لإحضار اهلك الى هنا |
| İstersen aileni bir kaç günlüğüne ziyaret etmen için sana bilet alabilirim. | Open Subtitles | استطيع ان اشتري لك تذكره و تذهبين لبضعة ايام مع اهلك |
| aileni tanıyan Doshis'in arkadaşıyım. | Open Subtitles | اصدقائي عائلة الدوشز الذين يعرفون اهلك |
| Eğer geri dönemezsem, çocukları al ve ailenin yanına git. | Open Subtitles | اذا لم اعد , خذي الاطفال واذهبي الى اهلك |
| ailenin bizimle kalmana izin vermesinin tek sebebi derslerini aksatmamandı. | Open Subtitles | هذا ليس ظريفا، أندريا السبب الاساسي أن اهلك سمحوا لك بالبقاء معنا هو أن تحافظي على دراستك |
| Annenle baban, bu duvarların güvenliğinde aylarını geçirdiler. | Open Subtitles | اهلك قضوا الكثير من الاشهر لضمن سلامة هذه الجدران |
| On kişinin hatırı için harap etmeyeceğim. | Open Subtitles | لا اهلك من اجل العشرة |