| Sana Bayan Otis'in, Sipsey'in küçük kız kardeşi olduğunu söylemiş miydim? | Open Subtitles | هل قلت لك من قبل ان مدام اوتيس كانت طفلة سيبسي؟ |
| Benim adım Otis Harris. Bu da Davis. Burayı biz yaptık. | Open Subtitles | اسمى اوتيس هاريس , وهذا ديفيس نحن أنشأنا هذا المكان |
| Oda arkadaşım Bayan Otis, onun ailesini ziyaret edebileceğimi söyledi. | Open Subtitles | زميلتي,مدام اوتيس, قالت اني استطيع زيارة عائلتها.. |
| Bayan Otis öldüğüne göre, burada olmasını gerektirecek bir şey kalmadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت انه ليس لديها سبب للبقاء الآن و مدام اوتيس ماتت |
| Sipsey'in öldüğü gece, Bayan Otis de Sipsey ve benim yanımızdaydı. | Open Subtitles | مدام اوتيس كانت معي الليلة التي ماتت فيها سيبسي |
| Otis, J.B., herkes. | Open Subtitles | لديك اوتيس و ج.ب الجميع الان يفعلون ما افعله |
| Otis'in dolabını temizlerken bir poşet eroinle iğne çantası buldum. | Open Subtitles | عندما كنت انظف خزانة اوتيس وجدت كيس هيروين صيني وادوات التعاطي |
| Hikayeyi yazacak bir muhabir atayacağız." - İyi iş Otis. - Tanrım. | Open Subtitles | سنقوم بتعيين مراسل صحفي ليغطي القصة ــ هنيئاً لك يا اوتيس ــ يا إلهي |
| Yaklaşık 37 dakika sonra, vardiya bittiğinde Otis, Molly's'e dönüp afişleri indiriyorsun. | Open Subtitles | عندما تنتهي هذه المناوبة بعد حوالي 37 دقيقة يا اوتيس ، أنتَ ستعود إلى حانة موليز و ستنزل تلك الإعلانات |
| Ben ve arkadaşım Bayan Otis, Whistle Stop'tan geliyoruz. | Open Subtitles | انا وصديقتي,مداد اوتيس اتينا من whistle stop |
| Bayan Otis nasıl, bu arada? | Open Subtitles | الآن, كيف حالة مدام اوتيس, بكل الاحوال؟ |
| Bayan Otis öldü diye sevindiğimden değil... sadece... | Open Subtitles | ليس كأني ... سعيدة أن مدام اوتيس ماتت,فقط.. |
| - Nolan Ryan'ı unutma. - Evet, Amos Otis'i de. | Open Subtitles | ــ أرجوك لاتنسّ (نولن رايان)0 ــ أجل، لاتنسّ (آموس اوتيس)0 |
| Bildiğiniz gibi Ben, yerini her zaman Otis'in almasını isterdi. | Open Subtitles | تعلمون جميعا إن (بن) كان ينوى ان يحل (اوتيس) مكانه |
| Otis, aramızda konuşuyorduk da... başka planların olabilir, bunu anlayışla karşılarız, fakat biz gerçekten, tüm yaptıklarını takdir ediyoruz. | Open Subtitles | (اوتيس) , لقد تحدثنا جميعاً و نعلم انه لربما لديك خطط أخرى و نقدر حقاً ما فعلته من أجلنا |
| Hayır, Bayan Otis ne yazık ki bugün yemeğe gelmeyecek. | Open Subtitles | اوه,لا,اخشى ان الأنسة اوتيس ستعتذر |
| Bianca, bu benim taşralı, domuz gerdanı yiyen ağabeyim Otis. | Open Subtitles | بيانكا هذا شقيقي الريفي الأصيل اوتيس |
| Betty'ye, Otis'e, hatta Clyde'a benzemesi gerekmez. | Open Subtitles | لايجعله هذا بيتي أو اوتيس أو كلايد حتى |
| Otis'e olanlar seni seviyorum diye oldu. | Open Subtitles | ما حدث مع اوتيس حدث بسبب حبي لك |
| Otis bovling kulvarında kayıp kıç üstü düşmüş. | Open Subtitles | لقد إنزلقَ "اوتيس" على مسارَ البولينغ ووقعَ على مؤخرتِهِ مباشرةً |
| Kaniel Outis devlete karşı suçlardan Ogygia Hapishanesi'ne atılmış. | Open Subtitles | يبدو ان كانيل اوتيس قد القي به في اوجيجيا نظراً لجرائمه ضد الحكومة |