"اوقات" - Translation from Arabic to Turkish

    • zamanlar
        
    • zamanlarda
        
    • Bazen
        
    • zamanlardı
        
    • anlar
        
    • vakit
        
    • zamanda
        
    • günler
        
    • zamanları
        
    • saatleri
        
    • zamanlardayız
        
    • günlerimiz
        
    • zamanlardan
        
    • zamanlarında
        
    • günlerdi
        
    Kolay değil, çünkü müşterilerimiz, tanımı itibariyle, diplomatik olarak zor zamanlar geçiriyorlar. TED انها ليست وظيفة سهلة .. لان عملائنا .. يواجهون اوقات عصيبة دبلوماسياً
    Görünen o ki, sırrın neredeyse ortaya çıkacağı zamanlar olmuş. Open Subtitles على مايبدو انه هناك اوقات عندما قارب السر على الانكشاف
    Yani, hayır, böyle zamanlarda silah lobicisi kimliğimle uyumayı tercih ederim. Open Subtitles لذا لا في اوقات كهذه نمت مع شارة تجمع تاييد السلاح
    Bazen borulara her zamankinden daha fazla... gaz veriyorlar. Open Subtitles واعتقد ان الغاز يأتى بكمية اكبر فى بعض الأوقات أكثر من اوقات اخرى
    Karanlık zamanlardı. Open Subtitles ان لا البس حاملة الصدر تلك كانت اوقات مظلمة
    Güzel eşyalarım olmadığına şükrettiğim anlar oluyor. Open Subtitles تعرفين , في اوقات كهذه انا سعيد اني لا املك اشياء جميله
    Bunlar kötü zamanlar. Açgözlülük ve karamsar bilimsel materyalizmle dolu. Open Subtitles هذه اوقات صعبة ، مليئة بالجشع والتعلق بالامور المادية
    Birbirimize baktığımız zamanlar oldu. Open Subtitles كانت هناك اوقات نظر فيها كل منا إلى الآخر.
    Ama dua zamanları buna dahil değil... ya da altıya karşı bir olduğum zamanlar! Open Subtitles و هل يحتوي هذا علي اوقات الصلاه ؟ او اي وقت يهاجم فيه سته علي واحد ؟
    Gece eve gelip şöyle düşündüğün zamanlar olmuyor mu? Open Subtitles الا تكون هناك اوقات عندما تعودين للمنزل في نهاية اليوم وانت كـ
    Güzel zamanlar ve salata. Open Subtitles اوقات حميمة، سلطة المعكرونة وما يجعلها عصيبه، ليس لأنها حصلت لك
    Oysa bence asıl böyle zamanlarda mimari büyük işler başarabilir. Küçük olmayan fikirler. Muhteşem şehirleri düşünün. TED ولكن انه في اوقات مثل هذه حين أظن ان العمارة تستطيع ان تزدهر بـأفكار جديدة أفكار ليست بـصغيرة..فكر بالمدن العظيمة
    Bunlar aslında belli bir biçimde en rahat, en iyi zamanlarda inşa edilmedi. TED قد تم بناؤها في اوقات لم تكون الأفضل بـشكل ما
    Ve bu gergin, tekinsiz zamanlarda bu akıllıca olabilir. TED وذلك يمكن ان يكون من الذكاء في اوقات العصيبة، الخطيرة.
    Bazen Senatör Gallio ile başka yere gideriz. Open Subtitles هناك اوقات عندما اكون غائبا مع السيناتور غاليو
    Bilirsiniz, şu Natalie zamanları iyi zamanlardı. Open Subtitles اتعلمون,ناتلي,لديها اوقات ممتعة
    Ancak sadakatlerinin sınandığı anlar da vardır. Open Subtitles ولكن هناك اوقات يوضع الولاء فيها تحت الامتحان
    Anlaşılan bu çocuklarla çok vakit geçirmişsiniz. Open Subtitles يبدو انكم قضيتم اوقات عديدة مع هؤلاء الأطفال
    - Soru,akıp giden bu zamanda bir muhafızın kaderi nedir ? Open Subtitles سؤال : ما هو مصير البونابرتيين فى اوقات الزحف تلك ؟
    Ve Tanrı dedi ki:'Gökkubbede ışıklar olsun ve alametler için ve mevsimler için ve günler ve seneler için olsunlar.' Open Subtitles و قال الله لتكن انوار في جلد السماء لتفصل بين النهار و الليل و تكون لايات و اوقات وأيام وسنين
    Günleri titizlikle planlanmıştı ve tüm boş zamanları Büyük Lider'i onurlandırmaya adanmıştı. TED وكانت ايامهم مخططة بشكل دقيق وان كان لديهم اوقات فراغ كانت مكرسة لإجلال واحترام قائدهم العظيم.
    Ders saatleri dışında aradığım için üzgünüm, ama önemli bir durum var. Open Subtitles اسف لاتصالي بك خارج اوقات العمل ولكن لدي حالة طارئه
    - Umutsuz zamanlardayız. Open Subtitles ماذا؟ أنتِ . -هذه اوقات يائسة لي
    Sıkıntılı günlerimiz, dertli saatlerimiz olacak ama kırılmayacak cesaretimiz. Open Subtitles ستكون هناك اوقات صعبة ستكون هناك اوقات حزينة لكن لن نخسر ثقتنا
    Ailemiz zor zamanlardan geçti, ...ama hayat ediyor ve üstüne üstlük yeni gelen mutlulukla tazelendi. Open Subtitles كانت هذه اوقات صعبه للأسره ... و لكن الحياة تستمر و تتجدد بالفرح الجديد.
    Körfez hakkında bir diğer önemli konu da buradakş hayvan türlerinden birçoğunun yılın yalnızca belli zamanlarında körfeze gelmesidir. TED والشيء المهم اكثر في الخليج بالنسبة للعديد من الكائنات الاخرى التي تتجمع في الخليج اثناء اوقات معينة من السنة
    Bunlar mutlu günlerdi. Artık güvendeydik ve Pamela'ya doğru yol alıyorduk. Open Subtitles اوقات سعيده, كنا بامان وبخير ونحن بطريقنا الى "باميلا"ّ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more