"بأس به" - Translation from Arabic to Turkish

• Fena
• İyidir
• iyi biri
• için sorun
• idare eder
• gayet
• önemi

Ah, boş ver.Belki hep yanında olduğum içindir ama görünüşün Fena değil.
اه، لا يهم، ربما لإنني بجانبك دائماً، لكن مظهرك لا بأس به.

Ama şikayetim yok. Fena ısırmadım.
و لكنني لا أشكو شيئاً كان نصيبي لا بأس به

Para ne olursa olsun Fena olmaz. Ne yapmamız gerekiyor?
أي مال هو لا بأس به ماذا علينا أن نفعل؟

Dinle, Danny iyi biridir. Kendi çıkarını düşünen biri değildir. Yani gerçekten iyidir.
داني لا بأس به كمدير أعمال هو ليس اللأفضل في العالم لكن يقوم بما يجب علي فعله

Pekala, bu adamın iyi biri olduğunu anlayana kadar uydurma hikayene sadık kal.
حتى تتأكد من أن هذا الرجل لا بأس به ، تمسك بقصة التخفي

Tamam mı? Oraya gelmeden önce kafa bandımı bulmam senin için sorun olur mu?
هل هذا لا بأس به معك ان ابحث عن قفازاتي قبل ان اتي الى هناك؟

Biraz adi, biraz geveze ama idare eder.
دنيء بعض الشيء، وكثير الكلام، لكن لا بأس به.

Fena biri değil. Prezervatif kullanmayı seviyor. Bu da hoşuma gidiyor.
لا بأس به, هو يمثل منع الحمل و الذى هو جيد على سبيل التغيير

Matisse Fena değilmiş, fiyatları yükseliyor.
ماتيس لا بأس به وأسعاره أخذت بالارتفاع ، ولكن

Pekâlâ, Fena değil. Onu listenin başında tutun. Sıradaki
حسناً، لا بأس به فلنضعه في أعلى اللائحة، التالي

Çok cesur olduğunu görüyorum. Zekası da Fena değil.
أرى كثيراً من الشجاعة وعقل لا بأس به أيضاً

Gerçekten çok hoş dostum. Neyse işte, Fena değil.
ـ هذا لطيف جداً يارجل ـ أيا يكن ، لا بأس به

Lanet olsun, çok Fena. Neden onu götürmüyorsun ki?
اللعنة ، لا بأس به لِمَ لا تواعدين هذا ؟

Teşekkürler. Fena değildi. Biraz sıkıcıydı.
شكراً لك, كان رقصي لا بأس به ومملاً بعض الشيء

Geçmişten dolayı ön yargılıyım o kadar Fena değiller aslında.
حالما تخطيتُ ذلك الانحياز أصبح مذاقها لا بأس به

Ama,bir kalp haritası için, hiç Fena değil,değil mi?
ولكن يظل لا بأس به بالنسبه لخريطة القلب،صح؟

Böyle bir şey olduğuna göre birinin canını çok Fena sıkmış olmalı.
لا بد وأنه أثار استياء أحدهم. لا بأس به.

Yani semptomlar kötüleşene dek Fena bir koca değildi.
أقصد.. كان زوجًا لا بأس به إلى أن بدأت الاعراض بالازدياد سوءًا

- Öğle yemeğinin nesi var? Öğle yemeği, başlangıçta iyidir, ondan sonra akşam yemeğine geçersin.
الغداء لا بأس به في البداية، ثم تنتقل إلى العشاء

İşim iyidir. Garsonluk yapmaktan bin kat daha iyi.
عملي لا بأس به أنه أفضل من عمل النادلات بمراحل

İyi biri tabii eğer esmer, yakışıklı, şehvetli duruşu ve bir sürü dişiyle zengin görünen adamlardan hoşlanıyorsan.
أنه لا بأس به إذا كنت معجب بالأسمر ، و الوسيم و الرجل ذو المظهر الغني عاطفي طبيعياً والكثير من الأسنان

Benim için sorun değil çünkü günün birinde hepimiz öleceğiz..
وكان هذا لا بأس به لدي لأننا جميعًا سنموت في يوم ما.

- İdare eder ama bir kasabın harika kollarını bir müzik aleti üzerinde heba etmesi yazık olur.
كان لا بأس به , ولكن سيكون من العار أن تضيعي مثل أذرع الجزار هذه على آلة موسيقية

Kurmak istemeyebilirsin belki ve bu gayet geçerli bir seçim.
قد لا ترغب ببناء جسر، وهذا قرار لا بأس به.

Dün gece geldim ama sen yoktun ki önemi yok, çünkü şimdi buradasın.
لقد مررت ليلة البارحة لكنّك لم تكوني بالجوار, و الذي لا بأس به, لأنكِ هنا الآن..