| Hayır, birşey söyleme, yoksa sana yemin ettiririm ve sen de bana bir sürü şey anlatırsın. | Open Subtitles | لا,الاّن لا تقل شيئاً وإلا جعلتك تقسم وتخبرني بأشياء كثيرة |
| Bir sürü şey yapmam lazım. | Open Subtitles | فعليك القيام بأشياء كثيرة كالاستشارة |
| Herkül'le ilgili. Hakkımda pek hoş olmayan birçok şey söyleniyor. | Open Subtitles | بشأن هركليز وصفت بأشياء كثيرة غير لائقة |
| Bu benim için kolay değil çünkü gerçekten sıkı çalıştın ve kariyerim için birçok şey yaptın." | Open Subtitles | ليس ذلك شيئاً سهلاً علي لأنك كنتِ تعملين بجد وقمت بأشياء كثيرة في مصلحة وظيفتي" |
| - Evet. 16 yaşındayken pek çok şeyi istemiyordum, tamam mı? | Open Subtitles | أجل، لم أرغب بأشياء كثيرة حين كنت في الـ16 |
| Seninle pek çok şeyi paylaştım. Bu yüzden benden ayrılıyorsun ya. | Open Subtitles | صارحتك بأشياء كثيرة - ولهذا تقطع علاقتك بي - |
| Londra bize Çok şey bildirdi ama bunların çok azı gerçekleşti. | Open Subtitles | لقد أبلغتنا بأشياء كثيرة و قليل جداً يبدو أنه يتحقق |
| Ama gene de pek çok şeyle tanınırım. | Open Subtitles | ولكن معروف عني القيام بأشياء كثيرة |
| Şimdiye kadar bana bir sürü şey dendi ama bu gece bana ilk defa muhbir denildi. | Open Subtitles | لقد تمت تسميتي بأشياء كثيرة ...لكن الليلة هي أول مرة يتم تسميتي بالواشي |
| Dün gece bir sürü şey söyledim. | Open Subtitles | -يا إلهي ، تحدث بأشياء كثيرة البارحة |
| Ellswood onu kanatları altına aldı bir sürü şey vaat etti. - Ne gibi şeyler? | Open Subtitles | -ألسوود) أقتادوه تحت جناحه، ووعده بأشياء كثيرة) . |
| birçok şey yaşadık. | Open Subtitles | أتعلمون، لقد مررنا بأشياء كثيرة. |
| Benim anlamadığım birçok şey Yaptın. | Open Subtitles | قمت بأشياء كثيرة لم أفهمها |
| Bu bana pek çok şeyi hatırlattı. | Open Subtitles | وعلي القول ذلك يذكرني بأشياء كثيرة |
| pek çok şeyi umursamayan bir adam. | Open Subtitles | هذا النوع الذى لا يهتم بأشياء كثيرة |
| Bana da Çok şey söylendi... Seçilmiş kişi olduğum, özel biri olduğum. | Open Subtitles | تم اخباري بأشياء كثيرة أيضا أنني المختار وانني مميز |
| İkinizin de son birkaç aydır başınızdan Çok şey geçti. | Open Subtitles | أنتم الاثنان مررتم بأشياء كثيرة في الشهور الأخيرة. |
| pek çok şeyle tehdit edildiğim oldu ama hiç cruise füzesiyle tehdit edilmemiştim. | Open Subtitles | لقد تم تهديدي بأشياء كثيرة ... ولكن ليس بصواريخ جوية أبداً |
| Hayır, öyle değil. Hayır. O... pek çok şeyle ilgileniyor. | Open Subtitles | لا ليس كذلك، لكنه يمر بأشياء كثيرة |