| Katıksız dehşet, buzdan parmaklarıyla yüreklerini sıkıştırmakta. | Open Subtitles | مستمسكين بالإرهاب المطلق وبشدة قلوبهم بأصابعهم متجمدة |
| "Bu lanet adamlar on parmaklarıyla ne yapmaları gerektiğini bilmez... | Open Subtitles | لم يعرف أولئك الملاعين ما يفعلون بأصابعهم العشرة |
| Beni insan olarak görürlerse küçük parmaklarıyla paramparça ederler. | Open Subtitles | إنهم يرونني كإنسانة سيمزِّقوني بأصابعهم الصغيرة القذِرة |
| Lucy sen konuşurken insanlar parmaklarını şıklatsalar hoşuna gider miydi? | Open Subtitles | لوسي هل يعجبك عندما يصفق الناس بأصابعهم عندما تتحدثين ؟ |
| Serseri çocukları parmaklarını şaklatıyordu. | Open Subtitles | ولديه أطفاله الهمجيون يشيرون بأصابعهم أتجاهي |
| parmaklarıyla görüyor, ...odayı tarıyor. | Open Subtitles | تم إنماؤهم و تطعيمهم، لم يولدوا إنهم يرون بأصابعهم في الواقع |
| İnsanlar duygusallaştığında, parmaklarıyla devamlı bir şeylere işaret ederler. | Open Subtitles | عندما يكون الناس عاطفيين جدًا يقومون بالتأشير بأصابعهم كثيرًا |
| Devler,ellerini pencereden sokup parmaklarıyla çocukları kapıveriyorlar. | Open Subtitles | العمالقة كانوا يضعون أيديهم من خلال ،النوافذ .ويلتقطون الأطفال بأصابعهم |
| Sağlam bağlaması lazım lazım parmaklarını zar zor hisseden insanlar tarafından tutulması değil. | Open Subtitles | أريد لهذه أن تثبت بإحكام و لكن ليس من قبل أشخاص بالكاد يشعرون بأصابعهم. |
| Gözlerini ve parmaklarını çıkarmayacak bir şey. | Open Subtitles | أريدهم أن يحتفظوا بأصابعهم وعيونهم |
| Sıran geldiğinde, unutturma melekleri parmaklarını ağzına dokundurur. | Open Subtitles | عندما يحين دورك، يأتيك ملائكة السماء... يختمون بأصابعهم على شفاك. |
| parmaklarını ağzıma koymadılar. | Open Subtitles | لأنّهم لم يختموا بأصابعهم عليّ. |
| Onunla konuşurken parmaklarını kullanacaksın ve dünya seni parmakla gösterecek. | Open Subtitles | ...سوف تستخدمين أصابعكِ للحديث معه و لكن الناس حولك سيشيرون بأصابعهم نحوكِ |