| Kundakçıların anneleriyle bağları babalarından daha kuvvetlidir. | Open Subtitles | مفتعلو الحرائق تربطهم عادة علاقة بأمهاتهم أقوى من العلاقة بأبائهم |
| Kendi anneleriyle hiç tanışmamış insanlar var burada. | Open Subtitles | ويوجد العديد هنا لم يلتقوا بأمهاتهم على الإطلاق |
| İtalyanların anneleriyle aralarında tuhaf şeyleri var. | Open Subtitles | لدى الإيطاليون صلة غريبة بأمهاتهم |
| Genç yavrular pençelerini annelerine sımsıkı tutunmak için kullanırlar. | Open Subtitles | يتحلى الصغار بقبضة قوية للتشبت بأمهاتهم و التمسك بالحياة |
| Genç orangutanlar olabildiğince annelerine yapışırlar. | Open Subtitles | يتمسك صغار "الاورانج اوتان" بأمهاتهم بكل قوة |
| Tembel hayvanların yavruları neredeyse bir sene boyunca annelerinin vücuduna tutunuyorlarmış. Ben ise dört ay sonra çalışmaya başlayacağım. | Open Subtitles | تتشبث أطفال حيوان الكسلان بأمهاتهم قرابة العام وأنا سأعود إلى العمل بعد أربعة أشهر فقط |
| Diyelim ki annelerinin üzerine yemin eden 12 kişiyle tanıştım eğer onlara para verirsem bana Adolf Hitler'i teslim edebilirler. | Open Subtitles | اسمحلى أقول أنى قابلت اثناعشر شخصاً أقسموا بأمهاتهم أن بإمكانهم تسليمى (هتلر)... -شريطة إبرام اتفاقق معين |
| annelerine göz kulak olurlar. | Open Subtitles | ابنة جيّدة هم يعتنون بأمهاتهم. |