| Ama senin burada olduğunu duyunca, Perdeden sonra aceleyle yola koyuldum. | Open Subtitles | لكن عندما سمعت بأنك هنا أتيت سرعة بعد إسدال ستار المسرح |
| Ne tür bir canavar olduğunu bilmiyorum ama burada olduğunu biliyorum. Ben canavarların canını yakarım. | Open Subtitles | أيّا كان نوعك يا شبح أعرف بأنك هنا , وأنا آؤذي الوحوش |
| Seni neonatal bölümünde aradım. burada olduğunu söylediler. | Open Subtitles | وكنت ابحث عنك في قسم حديثي الولادة واخبروني بأنك هنا |
| Yaşlı bir kadını adadan çıkarmak için Burada olduğunuzu söylediler bana. | Open Subtitles | لقد أخبروني بأنك هنا لكي تخرج امرأة عجوز من الجزيرة |
| Ve düşününce, Burada olmana seviniyorum. | Open Subtitles | والآن بما أني أفكر بذلك، أنا مسرور بأنك هنا. |
| Benimle Burada olduğuna inanamıyorum aramızda bir çekim olduğunu hep bilsem bile, biliyor musun? | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق بأنك هنا معي حتى لو فكرة أتعلمين أنا دائماً أعتقدت بأننا نملك أتصال ببعضنا؟ |
| Dünyandan uzak kaldığın için üzgünüm. Ama burada olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | يؤسفني حقًا أنك محجوب عن عالمك لكني سعيدة بأنك هنا |
| Ellen Block'u aradım. burada olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد إتصلت ب إيليلن بلوك و أخبرتها بأنك هنا |
| Eğer burada olduğunu öğrenirse ağzıma sıçar! | Open Subtitles | اذا عرفت بأنك هنا وبهذه الحالة فسوف يجن جنونها |
| Seni arıyordum. Bir adam burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كنت أبحث عنك وأخبرني أحدهم بأنك هنا |
| Bana burada olduğunu söylediler, ben de apar topar geldim. | Open Subtitles | أخبروني بأنك هنا لذا جئت إلى هنا |
| Rachel , ona burada olduğunu haber vermelisin. | Open Subtitles | رايتشل , يجب أن تخبريها بأنك هنا |
| Ne yapıyorduysanız böldüğüm için özür dilerim ama torunun burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أسف على المقاطعة... مهما كنتم تفعلون لكن, حفيدك أخبرني بأنك هنا |
| Ne? Kusura bakma. Senin burada olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | ماذا , انا آسف لقد نسيت بأنك هنا |
| burada olduğunu nereden biliyormuş? | Open Subtitles | كيف عرف بأنك هنا ؟ من هو حقيقةً ؟ |
| Burada olduğunuzu biliyoruz. Lütfen yerinizden kalkmayın. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنك هنا ونعرف اين انت فقط اجلس في مقعدك |
| O doğumda, bu yüzden Babalar Odasında bekleyebilirsiniz, Burada olduğunuzu bilmesini sağlarım. | Open Subtitles | إنه بغرفة الولادة ولكن تستطيعين الانتظار بغرفة الآباء وسأخبره بأنك هنا |
| Burada olmana sevindim.Teal'c'e olanlardan sonra seni bir daha göremeyeceğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنا سعيد بأنك هنا ، بعد ما حدث لتيلك كنت أعتقد أننى لن أراك ثانية |
| Burada olduğuna inanamıyorum. Gerçekten delisin. | Open Subtitles | لا استطيع التصديق بأنك هنا أنت فعلاً مخبولة |
| - Melissa, burada olduğun için çok mutluyum. | Open Subtitles | ميليسا , انا سعيدة جداً بأنك هنا |
| Andy, orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اندي , اعلم بأنك هنا |
| Terkedilmiş değil. Oradalar. burda olduğunu da biliyorlar. | Open Subtitles | ليست كذلك ، هم متواجدون ويعلمون بأنك هنا |
| Hissediyorum, Tek Göz Willy. Aşağıda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أستطيع الشعور بك، ويلي الأعور أعرف بأنك هنا |
| Senin burada kocaman bir... | Open Subtitles | ستعتقد بأنك هنا تأخذ .. |
| Sanırım doğru anlıyorum, cadılara karşı bizi uyarmak için buradasın. | Open Subtitles | إذن أتفهم تماماً بأنك هنا لتحذيرنا من السحرة |