| -Sadece bir kez, efendim. Ama o olduğuna yemin edebilirim. | Open Subtitles | مرة واحدة سيدي، ولكن يمكنني أن أقسم بأنها كانت هي |
| Onun Lord'un son metresi olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتَقد بأنها كانت إحدى نساء السّيد السابق |
| Olur mu, çünkü bazı insanlar bunun bir efsaneden öte olduğuna inanıryor | Open Subtitles | بعض الناس يؤمنون بأنها كانت أكثر من مجرد أسطورة |
| Dün ayrıldığında kızgın olduğundan eminsiniz yani? | Open Subtitles | أأنت متأكدة بأنها كانت غاضبةً في الأمس ؟ |
| Sadece 3 köpekbalığı olduğundan emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد بأنها كانت ثلاثة قروش فقط ؟ أجل |
| O an onun bir cadı olduğunu fark etmedim. | Open Subtitles | ولم أدرك في ذلك الوقت بأنها كانت الساحرة |
| Bana New York'ta son çare olarak fiber araştırması yaptığını söyledi | Open Subtitles | أخبرتني بأنها كانت في نيويورك من أجل البحث الأخير المستميت لليف |
| Bayan Bulstrode, otobüsle gittiğini söylediğinde, Thomas Cook gibi bir yolculuğa çıktığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما قالت الآنسة ً بولســتورد ً بأنها كانت في الباص تخيلت نوعا من جولات ً تومــاس كــوك ً أو ما كنت عليه |
| Beni cehennemden kurtarıyor ve uyanık olduğuna seviniyor. | Open Subtitles | تنقذني من الجحيم و هي مسرورة بأنها كانت مستيقظه حينها. |
| Seni, onun lanetlenmiş olduğuna inandırmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك أنا أحاول أقناعك بأنها كانت ممسوسة |
| Genel müdür o saatte telekonferansta olduğuna göre geriye tek kişi kalıyor. | Open Subtitles | نعرف بأنها كانت في مؤتمر عن بعد في ذلك الوقت وهذا يترك الشخص الآخر الثاني |
| İnsanların kendisinin asıl olay olduğuna inanmasını sağlayacak şeyler yazardı. | Open Subtitles | بإمكانها أن تكتب النوع من الشيء التي يمكن أن تخدع الناس بالإعتقاد بأنها كانت الأصيلة |
| Hiçbiri de onun Cameron Fuller'la ilişkisi olduğuna dair bir şey görmemiş. | Open Subtitles | وليس فيهم اي دليل بأنها كانت على علاقة بــكاميرون |
| Bunu kaderin cilvesine bağlıyor ve sizden, bu bıçağın yanlış zamanda, yanlış yerde yanlış kişinin elinde olduğuna inanmanızı istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد منكم التصديق بأنها كانت من سخرية القدر ,بأنه كان السكين الخطأ ,باليد الخطأ بالوقت الخطأ |
| Daha iki gün önce sağ olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق بأنها كانت على قيد الحياة منذ يومين مضوا |
| Orada olduğundan haberim bile yoktu. Günler öncesinden kalmış olabilir. | Open Subtitles | ليس لدي فكرة بأنها كانت هناك كانت من الممكن أن تكون هناك منذ ذلك اليوم |
| Odada yalnız olduğundan çok da emin değilim. | Open Subtitles | تعرف، أنا لستُ متأكدة جداً بأنها كانت في هذه الغرفة وحدها. |
| Evet, ama yemin ederim böyle bir planı olduğundan haberim yoktu. | Open Subtitles | أجل ، ولكنني متأكد بأنني لم أكن أعلم بأنها كانت تنوي استخدامه للهروب به |
| Çünkü, Henry, onun Minx olduğundan %100 emin olman gerek. | Open Subtitles | لأن ، هنري أحتاجك ان تكون متاكد مائة بالمائة بأنها كانت مينكس |
| Ses bana onun bir canavar olduğunu ve onu yok etmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | وكانت الأصوات تخبرني بأنها كانت وحش ويتوجب علي أن أدمرها لذا قمت بزيادة سرعتي وصدمتها بالسيارة |
| Çocuklar, gerçekten de kendi kalbinin sesini dinleyerek mi bunu yaptığını düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أعني، أنتم يا رفاق تعتقدون حقاً بأنها كانت تتبعنا بسبب طيبة قلبها؟ |
| O gece bana barınağa geri gittiğini söylemişti. | Open Subtitles | قالت لي بأنها كانت عائده الى المأوى تلك الليلة |