| Okul yoksul insanların önemli olduğunu düşündüğü şeyleri öğretecekti. | TED | ما كان يعتقد الفقراء بأنه مهم سينعكس في الكلية |
| Dr. Weaver burada ve elinde bizim için önemli olduğunu düşündüğü birşey varmış. | Open Subtitles | معي الدكتور ويفر هنا ولديه شيء ما ويعتقد بأنه مهم لنا |
| önemli olduğunu söylüyorsun ama neden önemli olduğunu söylemiyorsun. | Open Subtitles | تقول بأنه مهم لكنك لم تخبرني لماذا هو مهم |
| yoksulların önemli olduğunu düşündüğü şeyler öğretilecek" dedim. | TED | وما يعتقد الفقراء بأنه مهم سينعكس في هذه الكلية" |
| Şu hayatta herkes önemli olduğunu hissetmek istiyor. | Open Subtitles | كل شخص يود أن يشعر بأنه مهم بالحياة |
| Tamamının önemli olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | لذا نميل للتفكير بأنه مهم جداً ككل. |
| -Lana içeri gel. -Mesajın önemli olduğunu söylüyordu.. | Open Subtitles | لانا أدخلي - رسالتك قالت بأنه مهم - |
| önemli olduğunu söyle. | Open Subtitles | اخبرها بأنه مهم |
| önemli olduğunu biliyorum, orada olacağım. | Open Subtitles | أعلم بأنه مهم سأكون هناك |
| Çok önemli olduğunu söyledin. | Open Subtitles | قلتِ بأنه مهم جداً |
| Beni arayıp Bay Crane ile konuşmamı istediğinde ona önemli olduğunu söyleyip umut vermek görevin bir parçası mıydı? | Open Subtitles | عندما اتصلت بي وطلبت مني أن أن أتحدث إلى السيد (كرين) ولأخبره بأنه مهم وأن يتمسك بالأمل أكان ذلك جزءً من المهمة؟ |
| Gabriel'a söylerdim eskiden ve bunları konuşmamızın önemli olduğunu söylerdi hep. | Open Subtitles | ...(لقد اعتدت فقط ان أخبر (غابرييل لقد كان يقول دائماً بأنه مهم جداً له أن نتحدث عنها |