| İtalya'da, herkesin evinde su ve telefon olduğu doğru mu? | Open Subtitles | هل صحيح بأن كل شخص لديه ماء وهاتف في منزله؟ |
| Buradaki herkesin, benim resimlerime aşina olduklarını zannetmiyorum. | TED | أنا لست متأكد بأن كل شخص هنا على دراية بصوري. |
| Rus bale dansçısı." Ben de herkesin kendine has gizli, harika şeylere sahip olduğu düşüncesi ile büyüdüm. | TED | لذلك ترعرعت على هذا الافتراض بأن كل شخص لديه شيء مميز مخفي عنهم. |
| Bence herkes bunun somut bir şey olması gerekir, yer çekimi gibi. | TED | وأظن بأن كل شخص.. أعني بأن هذا يكون حقيقة، كالجاذبية |
| Başlamdan önce, şunu belirtmek isterim ki buradaki herkes senin arkadaşındır. | Open Subtitles | قبل أن أبدأ ، أحب أن أقول لك بأن كل شخص في هذه الغرفة صديقك |
| Liderlerin, organizasyondaki herkesin genel amacın -- neden -- ve de genel önceliklerin -- ne -- etrafında toplanmasını sağlamaları gerekiyor. | TED | يجب أن يتأكد القادة بأن كل شخص في المؤسسة يتواءم مع الهدف العام، لماذا، والأوليات العامة، ماذا، |
| O bardaki herkesin davranışlarının çok kötü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هو اخبركم بأن كل شخص في البار تصرف بشيء سيء |
| Dikkat ederiz. Ama herkesin baştan çıktığını ileri süremeyiz. Bazen... | Open Subtitles | سنراقبها , ولكننا لا يمكننا الافتراض بأن كل شخص يمكن أن يقع ضحية الاغراء أحيانا |
| Bence, senin projelerindeki öngörüşleri yakalamak için, Dünya üzerindeki herkesin sadece Banning Menba sularını içmesi gerekiyor. | Open Subtitles | شعرت فقط بالموافقة على تقديراتك بأن كل شخص على سطح الأرض يجب أن يشرب من ينبوع بانينج فقط |
| Hem de herkesin onu nefretle anacağını bilerek. | Open Subtitles | يموت وهو عالم بأن كل شخص سيتذكره باشمئزاز |
| Nicole ve Ryan evlenmeye karar verince Dana sevdiği herkesin kendisini terk ettiğini düşündü. | Open Subtitles | بزواج رايان من نيكول، من المحتمل أن دانا تشعر بأن كل شخص أحبته تخلى عنها. |
| Çünkü amirlerim, herkesin güvende olduğunu bilmek istiyor. | Open Subtitles | لأنه عندما تحدثت مع رؤسائي طلبوا مني التأكد بأن كل شخص بخير |
| Üniversiteden sonra herkesin ciddileşmesi gerekir. | Open Subtitles | أنت تعلم بأن كل شخص بعد إنتهاء الكلية يصبح جاداً.. |
| Hükümetin Amerika'da ki herkesin kendi evini almaya hakkı vardır fikriyle bu devam etti. | Open Subtitles | هذا يعود إلى الوقت الذي اعتقدت فيه الحكومة بأن كل شخص في أمريكا يستحق بأن يكون لديه منزلٌ خاص. |
| Bu derneği kurmamızın nedeni herkesin saygın bir şekilde ölme seçeneği olduğuna inanmamız. | Open Subtitles | نحن بدأنا هذا البرنامج لأننا نؤمن بأن كل شخص لديه طريقته الخاصه للموت بكرامة |
| - Aynı şekilde. Ben herkesin güzel bir kararla kendi kaderine yön vereceğine inanıyorum. | Open Subtitles | وأعتقد بأن كل شخص يمكنه تكوين ثروته الخاصة |
| herkes istediği dövmeyi yaptırır dedim. | Open Subtitles | أخبره بأن كل شخص يحصل على الوشم الذي يستحقه. |
| Sanırım herkes kendine bunları sorar. | Open Subtitles | انا اؤمن بأن كل شخص كان ليسئل نفس الاسئلة. |
| Seni yanlış anlamıyorsam diyorsun ki aptal olmayan herkes intihar eğilimi göstermeli. | Open Subtitles | إذا فهمتك بشكل صحيح فأنت تقول بأن كل شخص سأم من الأغبياء يجب عليه أن يكون إنتحارياً |
| Sorun şu ki, birisinin sizi gözetleme ihtimali söz konusu olduğunda herkes sizi izliyormuş gibi gelir. | Open Subtitles | المشكلة أنه عندما يمكن لأي شخص أن يراقب فهذا يعطي شعوراً بأن كل شخص يراقب |
| ...ekibimdeki herkes yeterince yasli. | Open Subtitles | بأن كل شخص في طاقمي لا بد وأن يكون راشدًا كفاية، |