| Kendi kızına güvenip güvenemeyeceğini düşünmek güzel bir his değil. | Open Subtitles | إنه ليس شعور جيد أن تتسائلين عن إمكانية الثقة بإبنتك |
| Kendi kızına yaptığın şeyi benim oğluma yapmadığına neden inanayım? | Open Subtitles | لمَ يجب عليَّ أن أصدقك بأنك لم تفعل بإبني ما فعلته بإبنتك |
| Sen evine gidip kızınla ilgilen | Open Subtitles | من الأفضل أن تذهبي إلى البيت للإعتناء بإبنتك |
| Kızını ailemize bizden biri olarak aldık. | Open Subtitles | لقد رحبنا بإبنتك, بهذه العائلة كواحدة منا |
| Konu kızınız değil Bayan Townsend. Sizsiniz. | Open Subtitles | هذا لا يتعلق بإبنتك سيدة " تاونسيند " بل يتعلق بك |
| Karınız, meselenin kızınızla ilgili olup olmadığını bilmek istedi. | Open Subtitles | زوجتك أرادت معرفة ما إذا كان الأمر متعلقاً بإبنتك |
| Kızınıza olanları duydum. Benim de genç bir oğlum var. | Open Subtitles | لقد سمعت عما أحل بإبنتك ولدي أبناً صغيراً |
| Hem kızına, hem çocuklara zaman ayıramaz mısın? | Open Subtitles | ألا تستطيع الموازنه بين الإهتمام بإبنتك وهؤلاء الفتيه ؟ |
| Paranın güç kazandırdığının farkındayım. Ama kızına sahip çıkmak için yeteri kadar sorumluluk sahibi değilsin. | Open Subtitles | المال يجلب السلطة، أعلم، ولكنّكَ لستَ مسؤولاً بما فيه الكفاية، للتحكم بإبنتك |
| Tehdit olması için kendi kızına yeterince değer vermek gerek. | Open Subtitles | لست مهتم بإبنتك بما يكفي كي يكون تهديداً |
| Kendi kızına yaptığın şeyi benim oğluma yapmadığına neden inanayım? | Open Subtitles | لمَ يجب عليَّ أن أصدقك بأنك لم تفعل بإبني ما فعلته بإبنتك |
| Seni aptal! Seni alçak! kızına iyi bak! | Open Subtitles | أيها الوغد , النذل أعتن بإبنتك |
| Seni aptal! Seni alçak! kızına iyi bak! | Open Subtitles | أيها الوغد , النذل أعتن بإبنتك |
| Bak, iki milyon dolarlık bir sent, kızınla bir ilişki kurmaktan daha önemliyse o zaman git. | Open Subtitles | انظر، إذا كانت عملات بقيمة 2 مليون دولار أكثر أهمية بالنسبة لك من وجود علاقة لك بإبنتك |
| Ne olursa olsun kendine dikkat etmeye devam edeceksin ve kızınla da ilgileneceksin. | Open Subtitles | أي كان ما سيحدث سوف تعتني بنفسك وسوف تعتني بإبنتك |
| kızınla ilişkin bugün nasıl? | Open Subtitles | جعلتني استمر كيف هي علاقتك بإبنتك حاليًا؟ |
| Kızını ailemize bizden biri olarak aldık. | Open Subtitles | لقد رحبنا بإبنتك, بهذه العائلة كواحدة منا |
| Kızını alıp alelacele evine gitmemişsin. | Open Subtitles | لم تسرع بإبنتك للمنزل هذا الصباح |
| Kapa çeneni! Dinle beni, Kızını ara. | Open Subtitles | اخرسِ، حسناً، اسمعِ اتصلِ بإبنتك |
| — Ben sadece kızınız için endişelendim. | Open Subtitles | إننى فقط مهتمه بإبنتك يا سيدي - نعم .. |
| O, sizin kızınız değil. | Open Subtitles | إنها ليست بإبنتك |
| sadece onunla tanışmama izin verin. kızınızla anlaşacağım! | Open Subtitles | .فقط دعها تقابلني .وسأفوز بإبنتك |
| Merhaba, Carly'nin annesi. Ben Phil Dunphy. Kızınıza bayıldım. | Open Subtitles | (مرحبا يا والدة(كيرلي أنا(فيل دنفي) معجب بإبنتك |