| Yaygın inanışın aksine, mükemmeliyetçilik, bir şeyleri mükemmel yapmak değildir. | TED | بخلاف الإعتقادات الشائعة الكمالية لا تتعلق أبدًا بإتقان الأشياء أو إتقان المهام |
| Modern çağın en büyük çorbacılarından biri mükemmel elleriyle hazırlıyor. | Open Subtitles | تم اكتشافه بإتقان بواسطة واحد من أبرز حرَفيين الحساء في العصر الحديث |
| Teneke Adam, sanırım o mükemmel, heykelsi vücut bize biraz içini dökecek. | Open Subtitles | يا رجل القصدير, أراهن بأن لديك قهر لتفرج عن ـ ـ ـ ـ ـ ـ ذلك الصدر المنحوت بإتقان |
| Ve bazen yaşamında, ağaçları çok düzgün yapmalısın yoksa kovulursun, hmm? | Open Subtitles | و أحياناً فى الحياة عليك أن تصمع الأشجار بإتقان أو تفصل؟ |
| Ben çok hızlıyım.Ben çok hızlıyım. Ona göre çok iyi hareket ediyorum. | Open Subtitles | أنا سريع جدا ً , سريع جدا ً سأتحرك بإتقان |
| - Seni mükemmel yarattılar, değil mi? | Open Subtitles | أطلقى النار علي إذا كنت سيلونز لقد صنعوكِ بإتقان , أليس كذلك؟ |
| Hele kaşığı, yemeği tatmak için ağzına götürüşü yok mu davullardaki çiftli ritmin mükemmel bir senkronu gibi. | Open Subtitles | والأمر عائدٌ إلى فمها في اختبارٍ للتذوّق. كتوقيت مضبوط بإتقان للقرع على الطبول. |
| Bayağı güzel. mükemmel, renkli bir program hazırladım. Zamanımı dengeli kullanıyorum ve bana yardımcı olacak birkaç içeceğim de var. | Open Subtitles | رائع جدا, عملت جدولا مميزا ملون و متوازن مع وقتي بإتقان |
| Birilerini hayal kırıklığına uğratmaktan o kadar çok korkuyorum ki ...her şeyi mükemmel yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا خائفة بشدّة من خيبة الأمل بشكل رهيب في اليوم الأول، أريد فعل ذلك بإتقان |
| Hırsızlar orijinal kalıplarla mükemmel sahte banknot yapabilirler. | Open Subtitles | لوكالتنا هذه المرة مع الوحات أصلية ، يمكن أن ينتج هؤلاء أوراق نقدية مزورة بإتقان |
| Oldukça mükemmel atılmış bir sekiz şekli, gayet düzgün. | Open Subtitles | ذلك تشكيل مثالي لرقم ثمانية بإنجاز يدوي، مُرتّبة بإتقان. |
| Yine bir plan mükemmel şekilde mahvedildi. Herkes ejderhalarına! | Open Subtitles | ليست خطة أخرى يتم تنفيذها بإتقان الجميع إلى التنانين |
| birbirlerine "İşte mükemmel bir nano-yapıda bir camı okyanusta inşa etmenin yolu budur. Ve bunu aynı şekilde | TED | تعطي معلومات تقول، "هذه كيفية بناء زجاج في المحيط مبني بإتقان على المستوى النانوي. |
| Kişiliğimi mükemmel bir şekilde yansıtmışlar. | Open Subtitles | لقد قاموا بتصوير شخصيتي بإتقان |
| Görünüşe göre, bir sürü berbat şeyin mükemmel gitmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يبدو أن أشياء كثيرة يجب أن تتم بإتقان |
| Görünüşe göre, bir sürü berbat şeyin mükemmel gitmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يبدو أن أشياء كثيرة يجب أن تتم بإتقان |
| mükemmel şekil verilmiş. Baksana ahbap. | Open Subtitles | منحوتة بإتقان, انظر إلى هذه يا صاح. |
| düzgün, alçak gönüllülükle yapıldığında, çalışmanın güzelliğine inanırım. | TED | إلا أنني أؤمن بجمالية العمل عندما يؤدى بإتقان وتواضع. |
| Ben çok hızlıyım.Ben çok hızlıyım. Ona göre çok iyi hareket ediyorum. | Open Subtitles | أنا سريع جدا ً , سريع جدا ً سأتحرك بإتقان |
| Benim berbat resim yeteneğimle bile bunun bir kapı olduğunu anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | هل تذكرون كتابتي البشعة ؟ ...لا أستطيع الرسم بإتقان و لكن... |