| Kampları tahliye etmeyle uğraşıyorlar. 20 saatten daha kısa süremiz var. | Open Subtitles | أنصتي، إنهم يقومون بالفعل بإخلاء المخيمات، لدينا أقل من 20 ساعة |
| Başkan ve başkan yardımcısı yakın alanda tüm insanları tahliye emretti. | Open Subtitles | وكان الرئيس ونائب الرئيس وأمرت بإخلاء جميع المقيمين في المنطقة المجاورة. |
| Lütfen evinizi tahliye edin ve ateşten mümkün olduğunca uzağa gidin. | Open Subtitles | من فضلك قُم بإخلاء منزلك وابتعد عن النيران بقدر ما تستطيع |
| Alarmı duydunuz, yüzbaşı. Alanı boşaltın. Burada sorumlu kişi benim. | Open Subtitles | لقد سمعتى الإنذار يا كابتن بإخلاء المنطقة أصبح انا المسؤول |
| Başkenti tahliye ettirdiler ve insanları çalışma kamplarında yaşamaya zorladılar. | TED | قاموا بإخلاء العاصمة و أجبروا الناس بمخيمات العمل |
| Geçit odasını tahliye edin! Çıkın oradan! | Open Subtitles | قوموا بإخلاء غرفة البوابة، اذهبوا من هناك |
| Bu muharebenin sonucunda görev başarısız olursa... tahliye emri vereceğim. | Open Subtitles | إذا فشلنا فى هذه المعركة فسأعطى أمر بإخلاء القاعدة |
| Ona birimlerini potansiyel kimyasal tahliye için alarma geçmesini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبره أن ينذر وحدته بإمكانية أمر بإخلاء كيميائي |
| Nasıl yardımcı olabilirim? Adada bulunan her bir erkek, kadın ve çocuk için tahliye emri vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | أريدكَ أن تأمر بإخلاء كلّ رجل وامرأة وطفل على هذه الجزيرة |
| Bütün güverteler, Kaptanınız konuşuyor. Gemiyi derhal tahliye edin. Uzay mekiklerine ulaşın. | Open Subtitles | إلى كل طوابق السفينة ، هذا هو القبطان يتحدث قوموا بإخلاء السفينة في الحال |
| Bu durumun ne kadar süreceğini bilmediğimiz için sistem çalışır hale gelene kadar işimize çok lazım olmayan personeli tahliye etmek durumundayız. | Open Subtitles | وبما أنه لا نعلم كم سيتغرق الأمر لإعادتنا للعمل مجدداًَ فسوف نقوم بإخلاء الموظفين غير الأساسيين |
| Hangarları boşaltın. Uçakları gezegenin uzak köşesine nakledin. | Open Subtitles | قم بإخلاء الحدود، وارسل جميع الطائرات الحربية إلى الجانب الآخر من الكوكب |
| dinLiyorum tamam hemen treni boşaltın | Open Subtitles | حسناً, أنا عند 6, حول سوف نقوم بإخلاء, أركلو |
| Yayın seviyesini terk edip Zion'a döneceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بإخلاء منطقة الإرسال وسنعود إلى زايون |
| Bizi yerlerimizden boşaltmak için bir ay vermişsiniz, efendim. | Open Subtitles | يبدوا أنك أمرتنا بإخلاء المكان خلال شهر سيدي |
| Parkı boşaltmaya çalışırsak, ateş etmeye başlayabilir. | Open Subtitles | لو بدأنا بإخلاء الحديقة، فقد يبدأ بإطلاق النار. |
| Ofisi gün sonuna kadar boşalt lütfen. | Open Subtitles | قم بإخلاء المكتب في نهاية هذا اليوم من فضلك |
| O zaman kahrolası arabaları kahrolası sokaktan temizle ki onlar da girebilsinler! | Open Subtitles | حسناً، قُم بإخلاء الشارع من السيارات حتى يمكنُهم الدخول يارئيس، لا أحد يريدُ مساعدتهم |
| Tekrarlıyorum, bölgeyi boşaltma emri verilmiştir... Neden bu bölge seçilmiş? | Open Subtitles | أكرر , لقد تم إعطاء الأوامر بإخلاء هذه المنطقة |
| Donanma bölgeyi boşaltıyor. Ne yaptığını düşünsen iyi olur. | Open Subtitles | أنها البحرية تقوم بإخلاء المنطقة عليك ان تفكر ملياً بما تفعلونهُ |
| Polisleri getiriyor olabilir. Yeri boşaltalım mı? | Open Subtitles | ربما يجلب الشرطة معه هل نقوم بإخلاء المطعم ؟ |
| Birleşik Devletler Hükümeti orta Çin'in tahliyesini emrediyor. | Open Subtitles | إن حكومة الولايات المتحدة قد أمرت بإخلاء وسط الصين |
| NCIS'i anlarım da niye tüm komutanlığı boşaltıyoruz? | Open Subtitles | أفهم رغبة بإخلاء شعبة التحقيق الجنائي، لكن لمَ القاعدة كلّها؟ |
| Lütfen binaları derhal boşaltıp meydandan uzaklaşın. | Open Subtitles | من فضلكم قوموا بإخلاء المباني والساحة العامة |
| Ulusal Muhafızlar güney eyaletleri boşaltsın. | Open Subtitles | أصدر الأوامر للحرس القومى بإخلاء الولايات الجنوبية |
| - Binayı hemen boşaltmamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نقوم بإخلاء المبنى .على الفور |