| Çiftçilik yapmak için döndüm ve Tanrı'nın izniyle, bir aile için. | Open Subtitles | لقد عدت للوطن لكى أزرع الحقول و لتربية أسرة بإذن الله. |
| Kocamın da izniyle bu barakayı kabul etmekten mutluluk duyarız. | Open Subtitles | بإذن زوجي يجب أن نكون سعداء جدا لقبول الظل. |
| Kapıcının izniyle adam oracığa oturur ve beklemeye başlar.. | Open Subtitles | يجلس الرجل، بإذن الحارس'، بالقرب من جانب الباب وظل هناك ينتظر' |
| Bence bir kulağı da olsa hala çok tatlı görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أنّه لا يزال رائعاً، بإذن واحدة أم لا. |
| Uyuşturucu kullanan bir federal ajanın ateş etme yetkisi var mıydı onu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أكتشاف إذا كان لدينا عميل مدمن يجول بإذن بالقتل. |
| Çok zorluk çektin ve bazı hataların da oldu ama... bugünden sonra... tanrı izin verirse yeni bir adam olacaksın, zengin bir adam. | Open Subtitles | ربما إرتكبت بعض الأخطاء ...و لكن بعد اليوم , بإذن الرب ستكون رجلاً جديداً , رجلاً ثرياً |
| Şeyhim halvetten çıkınca da, onun kulağına fısıldarsın o da sana bir bir söyler. | Open Subtitles | ويجب أن تهمس به بإذن الشيخ عندما يخرج من الاعتكاف -ثم يفسره لك كله |
| O şarabı açsan iyi olur artık yoksa dış kulak iltihabı olacağım. | Open Subtitles | من المستسحن أن تفتحي قنينة النبيذ أو سينتهي بي المطاف بإذن سبّاح |
| Mahkemenin izniyle bu hileyi bir sınavla ortaya çıkarayım. | Open Subtitles | بإذن من المحكمة ، اسمحوا لي بأن أفضح هذه الخدعة بالاستجواب المباشر |
| Belki de, Tanrı'nın izniyle, Leydi Mary, yakın zamanda sizin de bir çocuğunuz olur. | Open Subtitles | ربما يوما ما، قريبا بإذن الرب ايتها السيدة ماري انت ايضا سترزقين بطفل |
| Sizde yerel polisin izniyle İtalya topraklarındasınız. | Open Subtitles | إنك مقيم على الأراضي الإيطالية بإذن من السلطات المحلية |
| Kraliçenin de izniyle, ben kuzeye gidip getirebilirim. | Open Subtitles | بإذن الملكة، سأذهب إلى الشمال وأخذ واحدة. |
| Albayın izniyle üzerimdeki Meksika kerpici tozunu atıp, dansa geçmek isterim. | Open Subtitles | الآن، بإذن العقيد... أود أن انفض من هذه الغبار المكسيكي واعود إلى الرقص |
| İzini sürdüm, seni yakaladım ve Tanrı'nın izniyle seni alıkoyacağım. | Open Subtitles | تعقبتك ومسكتك، وسأبقيك بإذن الله |
| Hükümetinizin izniyle buradayım, bana dokunamazsınız. | Open Subtitles | ...أنا هنا بإذن من حكومتك لا يمكنك أن تمسني بسوء |
| Allah'ın izniyle, talepleri onu tatmin edecek şekilde karşılanacaktır. | Open Subtitles | وسننفذ شروطها حرفياً بإذن الله |
| Allah'ın izniyle gelecekte çok para kazanacaksın. | Open Subtitles | سوف تجنين المزيد في المستقبل بإذن الله |
| Umarım. Tanrının izniyle bugün gidecek. | Open Subtitles | أتمنى ذلك بإذن الله لقد غادر اليوم |
| Bence bir kulağı da olsa hala çok tatlı görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أنّه لا يزال رائعاً، بإذن واحدة أم لا. |
| Telefon ile size daha fazla bilgi sağlayamam ancak size hesap yetkisi versem siz de girseniz, olur mu? | Open Subtitles | لا أستطيع تقديم معلومات إضافية عبر الهاتف لكن ماذا لو بعثت لك بإذن لمراجعة الحساب ويمكنك الإطلاع عليه بنفسك عبر الإنترنت |
| Tanrı izin verirse, görevimizi yerine getireceğiz. | Open Subtitles | بإذن الله سنحقق ما اتينا هنا من أجله |
| - Görünene göre Leila Jamal'ın kulağına insanları sadece toplamanın yetersiz geleceğini fısıldamış. | Open Subtitles | حسناً, من الواضح أن (ليلى) همست بإذن (جمال), بأن المطاردة... |
| O şarabı açsan iyi olur artık yoksa dış kulak iltihabı olacağım. | Open Subtitles | من المستسحن أن تفتحي قنينة النبيذ أو سينتهي بي المطاف بإذن سبّاح |
| İnşallah, siz şehadet şerbetini içtikten sonra geride bıraktıklarınıza biz gözkulak olacağız. | Open Subtitles | وإنشاء الله بعد أن تذهبوا إلى الجنة بإذن الله ، سنتكفل نحن بكل شئ |