| Bu kadarcık hasarın üzerine sizi tamir için ikna etmeye bile çalışmazdım. | Open Subtitles | في ظلّ ضرر كهذا، لن أحاول إقناعكم بإصلاحها ظننتُه كان حادثاً بسيطاً |
| Ampul patladı, diğer insanlar tamir etti, yeni bir tane bul. | Open Subtitles | عندما لمبة المصباح تحترق الناس الأخرين يقومون بإصلاحها,يحضرون واحدة جديدة |
| Yani işiniz çalışan şeyleri alıp tamir otmek. | Open Subtitles | إذاً عملك هو أن تأخذ الأشياء التي تعمل مسبقاً وتقوم بإصلاحها |
| Şu anda çalışmıyor ama tamir edeceğiz. | Open Subtitles | انها لاتعمل حاليا ً لاكن سوف نقوم بإصلاحها من اين أحظرتوها؟ |
| Sen kahvaltını bitirmeden ben bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | اسمع, سأقوم بإصلاحها هذا قبل أن تنتهي من كأس شاي الصباح |
| Elinden geleni yap ve tamir et | Open Subtitles | كاتي , قالت أنها ستقوم بإصلاحها إذا بدأت في شيء عليك إنهاؤه |
| Kırık camı olan bir evin varsa ve bunu hemen tamir ettirmezsen başka camların da kırılır. | Open Subtitles | ان كان لديك منزل وكان هناك نافذة مكسورة ولم تقم بإصلاحها حالا ،ً عندئذ سوف يكون لديك المزيد من النوافذ المكسورة |
| Tamam, geçide yakın bir yere inmeyi neden çalışmadığını bulup, mümkünse tamir etmeyi öneriyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أقتَرح أن نرسُو بالقُرب من البوابه و نُحاول مَعرفة لماذا لا تعمل، ونقُوم بإصلاحها ؟ |
| Ben tamir edeceğim çünkü belli ki ne yaptığını sen de bilmiyorsun. | Open Subtitles | سوف أقوم بإصلاحها لأنك بالتأكيد لا تعلم ماالذي تفعله |
| Bana uyar, tamir edebilirsin ama ne yazık ki sana verecek param yok. | Open Subtitles | لتقم بإصلاحها لكن ليس لدي مالاً لدفع لكَ |
| tamir edemezsen başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | حسنٌ.. إن لمْ تقم بإصلاحها فلنْ يكون لدينا خيارٌ |
| Bunu bir işaret kabul etti ve tamir ettirmedi. | Open Subtitles | إعتقدت أنّها كانت إشارة، لذا لم تقم بإصلاحها أبداً. |
| Bilgisayarları tamir ettikleri odaları sterilize etmişler. | Open Subtitles | لديهم غُرف مُعقّمة هُناك من أجل الأجهزة التي يقومون بإصلاحها. |
| - tamir edeceğiz dediklerine göre ölmedi! | Open Subtitles | لقد ماتت ستقوم هذه الأشياء بإصلاحها لذا من الواضح بأنها لم تمت |
| Götür, tamir etsinler. | Open Subtitles | خذيها لهناك , وإجعليهم يقوموا بإصلاحها |
| - ve senin de onu tamir ettiğini anlattı. | Open Subtitles | أبرم معك صفقة راىعة وباعك سيارة "إكس جيه إس" القابلة للكشف - وأنت تقوم بإصلاحها - نعم? |
| Bugün arabamı tamir ettirdiğin sürece. | Open Subtitles | طالما أنك ستقوم بإصلاحها اليوم |
| O kadar kolay sanıyorsan gel kendin tamir et. | Open Subtitles | إن كنت تعتقد أنها سهله فقم بإصلاحها أنت |
| Aldırırım, siz tamir edin yeter | Open Subtitles | لا تهتمي بذلك , فقط قومي بإصلاحها |
| - Sabit, sabit dur! - Bunu düzelteceğim. | Open Subtitles | ـ إستعد ، إبقى مُستعداً ـ سأقوم بإصلاحها |
| Onarabiliriz! Onarırız! Hadi bakalım millet, onaralım! | Open Subtitles | تستطيع أن نصلحها , سوف نقوم بإصلاحها أجل , هيا يا رفاق سوف نقوم بإصلاحها |