| Beni bu kadar özlediysen, arayabilirdin veya çıplak fotoğrafını gönderebilirdin. | Open Subtitles | إذا كنت اشتقت لي لهذه الدرجة كان بإمكانك الاتصال أو ارسال رسائل جنسية |
| Yine de arayabilirdin. Her şeyi pişirip hazırlamıştık. | Open Subtitles | لكن كان بإمكانك الاتصال أو شيء من هذا القبيل |
| arayabilirdin. Mektup yazardın. | Open Subtitles | كان بإمكانك الاتصال أو كتابة رسالة |
| İstediğin zaman beni arayabilirsin. | Open Subtitles | تعلمين أنه بإمكانك الاتصال بي بأي وقت تريدين |
| Beni hafta sonları arayabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك الاتصال بي في عطل نهاية الأسبوع. |
| - arayabilirdin. - Bana sevimli davranman için gelmedim. | Open Subtitles | كان بإمكانك الاتصال - ولم آتي حتّى أرى ظرافتك - |
| Bu olay olduğunda herhangi birini arayabilirdin, ama beni aradın... çünkü sana yardım edebileceğimi düşünüyordun. | Open Subtitles | كان بإمكانك الاتصال بأي أحد عندما حدث ذلك لكنك اتصلت بي... لأني أظن أنك تعلم أني قادرةٌ على مساعدتك. |
| arayabilirdin. | Open Subtitles | كان بإمكانك الاتصال. |
| Tamam mı? arayabilirdin. | Open Subtitles | حسنًا، كان بإمكانك الاتصال |
| arayabilirdin. | Open Subtitles | أعني، كان بإمكانك الاتصال بي. |
| Sadece arayabilirdin. | Open Subtitles | كان بإمكانك الاتصال وحسب. |
| Telefon var. arayabilirdin. | Open Subtitles | -لديهم هواتف، بإمكانك الاتصال . |
| Beni istediğin zaman arayabilirsin. | Open Subtitles | أنت تعرف أنه بإمكانك الاتصال بي |
| Ama beni arayabilirsin. | Open Subtitles | لكن... بإمكانك الاتصال بي. |
| Ya da Martinez'i arayabilirsin. | Open Subtitles | أو بإمكانك الاتصال بـ(مارتينز) |