| Tabii. Dilediğin kadar kalabilirsin. Yarından itibaren daire sana kalacak. | Open Subtitles | حسناً بإمكانك البقاء كما تشائين ومن الغد ستكون الشقة لك |
| Eğer istersen, bu gece burada kalabilirsin. | Open Subtitles | حسناً، بإمكانك البقاء هنا الليلة، إذا أردت ذلك. |
| kalabilirsin fakat lütfen hayatımı ele geçirme. | Open Subtitles | بإمكانك البقاء, ولكن أرجوك لا تتولي زمام الأمور في حياتي |
| İçeri koymamı mı istersiniz yoksa- 4'ten biraz daha geçe kadar kalabilir misin? | Open Subtitles | هل تريديني أن أضعها أم.. هل .. هل بإمكانك البقاء.. |
| İngiltere'de kalabilirdin. Eminim orada yapacağın çok daha fazla şey vardır. | Open Subtitles | كان بإمكانك البقاء في إنجلترا أنا واثقة أن هناك الكثير لتفعله |
| Şimdi, kalıp izleyebilirsin ki pek tavsiye etmem, ya da gidebilirsin. | Open Subtitles | والأن بإمكانك البقاء والمشاهدة ولا أنصحك بذلك، أو بإمكانك المغادرة |
| Pekala, kalabilirsin. Şimdi, şifre ne? | Open Subtitles | ,حسنا, بإمكانك البقاء بحق اللعنة و الآن, ماهي الكلمة السرية؟ |
| Burada kalabilirsin. | Open Subtitles | هناك الكثير من الجنود بإمكانك البقاء هنا |
| Bulurum elbette. İstediğin kadar kalabilirsin. | Open Subtitles | سأجد البعض ، بالطبع بإمكانك البقاء المدة التى تشائينها |
| İlk ben duş alayım, yatakta kalabilirsin. | Open Subtitles | سأغتسل أولًا لذا بإمكانك البقاء على السرير |
| Oğlum, Iütfen, burada ne zaman ihtiyacın olursa kalabilirsin. | Open Subtitles | رجاءًا يا فتى، تعلمُ أن بإمكانك البقاء هنا متى ما شئت |
| Fikrimi değiştirmeye hazırım, bu da beni muhteşem bir adam yapıyor. kalabilirsin. | Open Subtitles | أنا مستعد لأن أبدل رأيي هذا يجعلني رائعاً، بإمكانك البقاء... |
| Pekala, Silver bu gece burada kalabilirsin. | Open Subtitles | حسناً , بإمكانك البقاء هنا الليلة |
| Burada birkaç gün kalabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك البقاء هنا لأيام أخرى. |
| İstediğin kadar burada kalabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك البقاء هنا للمدة التي تريدينها |
| Burada istediğin kadar kalabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك البقاء هنا بالقدر الذي تريدينه |
| Ama burada benim korumam altında kalabilirsin. Senle olmaktansa kendi başıma kalırım daha iyi. | Open Subtitles | لكنْ بإمكانك البقاء هنا تحت حمايتي - أفضّل البقاء وحيداً على أنْ أكون معك - |
| Ben uyuyana kadar kalabilirsin. | Open Subtitles | أعتقد أن بإمكانك البقاء حتى أنام |
| Burada kalabilir ya da eve gidebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك البقاء هنا أو العودة لمنزلك. |
| Acaba... kalabilir misin? | Open Subtitles | هل تعتقد أن بإمكانك البقاء معي؟ |
| Tatlım, bu gece Julie ve Sabrina'yla kalabilir misin? | Open Subtitles | عزيزتي هل بإمكانك البقاء مع (جولي)0 و(سابرينا) الليلة ؟ |
| Madem öyle babanla kalabilirdin! | Open Subtitles | كان بإمكانك البقاء مع أبيك إذا أردت ذلك. |
| Şimdi, kalıp izleyebilirsin ki pek tavsiye etmem, ya da gidebilirsin. | Open Subtitles | والأن بإمكانك البقاء والمشاهدة |