| Bu bir defibrilatördür. Bu cihaz, kullanan kişinin kalp ritmini kontrol eder ve birçok insanın hayatını kurtarmıştır. | TED | هذا هو مزيل الرجفان، وهذا الجهاز يزرع في الشخص للتحكم بإيقاع نبضات القلب، وقد أنقذت هذه حياة الكثيرين. |
| Müziğin ritmini hissediyor musun? | Open Subtitles | أتشعر بإيقاع الموسيقى؟ |
| Orman ritmini hisset | Open Subtitles | أشعر بإيقاع الغابة |
| Hadi, Margaret, davullarin ritmi hisset. - Simdi sen. - Ne yapacam? | Open Subtitles | هيا مارغريت اشعري بإيقاع الطبول الآن أنت |
| Ya da radyo eğlenceli bir ritmi olan bir şarkı çaldığında, o sesler çok baştan çıkarıcıdır. | Open Subtitles | وعندما تشتغل في الراديو أغنية بإيقاع مثير تلك الأصوات والنغمات جذابة إنها تدعونا للرقص والمعصية |
| Her seviye bir ritimle başlar ve bir ıslıkla biter. | Open Subtitles | كل موقع يبدأ بإيقاع ينتهي بصفارة |
| Toad the Wet Sprocket ritmini bile çalamıyor. | Open Subtitles | لا يستطيع حتى العزف بإيقاع لأغنية (تود)، "الضرس المبتل" |
| Orman ritmini hisset | Open Subtitles | بإيقاع الغابة |
| Sinüs ritmi normal. | Open Subtitles | معدل ضربات القلب 114 بإيقاع طبيعي |
| Beyninin buna uygun bir ritmi var. | Open Subtitles | عقلكِ يرى هذه الكلمة بإيقاع |
| Buradaki hayat büyülü bir ritimle atıyor. | Open Subtitles | الحياة في الأعلى هنا" "تنبض بإيقاع سحري |