"بائعاً" - Translation from Arabic to Turkish

• satıcı
• satıcıydı
• Satış
• satıcıyı
• satıştaki
• pazarlamacı

Baba, kaç kez söylemem gerekiyor? Ben satıcı değilim.
كان من الممكن أن تصبح مشرفاً بدلاً من أن تكون بائعاً

- İnan bana. satıcı mı yoksa üçkağıtçı mı olmak istiyorsun?
هل تحاول أن تكون بائعاً أم شخصاً بدون ضمير؟

Adam bir satıcıydı, lanet olası bir satıcı, pisliğin tekiydi.
الرجل كان بائعاً للمخدرات ! من حثالة الأرض

Harika bir satıcıydı.
كان بائعاً رائعاً

Baba, Satış elemanı olmadığımı kaç defa söylemek zorundayım?
كان من الممكن أن تصبح مشرفاً بدلاً من أن تكون بائعاً

Anam bir kez canlı bir tavukla, bir seyyar satıcıyı ölümüne dövmüştü.
لقد رأيتها على وشك أن تضرب بائعاً متجولاً حتى الموت باستخدام دجاجة حية!

Tahminleri satıştaki çocuklara yaptırarak kafa mı buluyorsun?
تجعل بائعاً يقوم بالاختيار هذه جرأة

Hatta sokaklarda satıcı bile olsam en iyisi olurdum çünkü biliyorum ki, bir gün çok büyük bir adam olacağım.
حتى لو كنت بائعاً في الشوارع وكنت بارع في ذلك اعرف في يوم ما انني سأنجح

Affınıza sığınıyorum ama siz bir bilim adamısınız, satıcı değil.
مع كل احترامي لك، إنّك عالم، وليس بائعاً.

Hayatımı böyle devam ettirmeyeceğim. satıcı olacağım.
لن أعيش حياتي هكذا, سأكون بائعاً

satıcı olmanın kötü bir tarafı yok. Babasına eski tost makinesini satmakta yardım etmek değil.
لا عيب في كونه بائعاً جوالًا - يجب أن يتبع حياته الخاصة -

Babam bir satıcıydı.
والدي كان بائعاً أيضاً

A evet, bir satıcıydı.
نعم نعم، كان بائعاً متسولاً

Bir satıcıydı.
نعم، كان بائعاً متسولاً

Sırf arkadaş canlısı olduğum için... Satış temsilcisi olmuştum.
أصبحت بائعاً لأجل الناس أحب مصادقة الناس

Mallarını rehine vererek hayattan geçen gezgin bir Satış elemanıydım.
كنت بائعاً مسافراً يمر خلال الحياة ويرهن متاعه

... NakavtNedbir satıcıyı Redhead'den kurtardı.
أنقذ (ناد) القوي بائعاً في متجر ولم يدع (كاروت) يقتله

Tamam, ciddi bir pazarlamacı konuşması istemiyorsun. Anladım.
حسناً، لا تريد بائعاً جشعاً، فهمتُ