| Derini ensenden kuyruğuna kadar yavaşça yüzeceğim taa ki Oğluma ne yaptığını anlatana kadar. | Open Subtitles | سأسلخكِ ببطئٍ من العنقِ إلى الذيل حتّى تخبريني بكلّ ما فعلتِه بابني. |
| Eagles'a ve Oğluma güveniyorum. Bahse varım, bahse giriyorum. | Open Subtitles | أؤمن بقدرات '' إيغلز ''، أؤمن بابني سأقبل التحدّي، سأقبله |
| Eğer bu dünyada geçireceğim son gecem olacaksa, gidip oğlumu görmek istiyorum. | Open Subtitles | ان كانت هذه آخر ليلة لي على الأرض سأحاول أن أتعرّف بابني |
| Sana şöyle söyleyeyim, yarım saat sonra oğlumu almam gerek, yani... | Open Subtitles | حسنا سوف اخبرك علي ان التقي بابني خلال نصف ساعة من الان |
| Gözaltındayken oğlumla ilgilenecek birini bulabilirim. | Open Subtitles | إذاَ أعتقد بأني قد أجلب شخصاَ ليهتم بابني فيما أستجوب |
| oğlum hakkındaki video siyasi bir konuşma değil, birinin korunan bir fikri değil. | Open Subtitles | هذا الفيديو الخاص بابني ليس له وزن سياسي إنه ليس رأي شخص ما |
| Beni yanlış anlamayın Oğlumun böyle iki parça halinde bulunacağı hiç aklıma gelmemişti ama biliyordum, bir gün burada, şu masanın üstünde yatacağını biliyordum. | Open Subtitles | لا تفهموني خطأ، لم أكن أتوقع أن ينتهي المطاف بابني إلى قطعتين. ولكنني عرفتُ دائماً، أنّه ذات يوم، سينتهي به المطاف مستلقٍ على لوح. |
| Hayır, acıtmadı. Onu Oğluma her zaman yapıyorum. | Open Subtitles | لا إنها لا تؤلم أنا أفعلها بابني طوال الوقت |
| Teşekkür ederim, Oğluma bu kadar iyi baktığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا لك , شكرا لك على اعتنائك جيدا بابني |
| Arazimle ilgileniyorum, kız kardeşime ve Oğluma bakıyorum yerel milislerde babamla birlikte çalışıyorum. | Open Subtitles | أعتني بممتلكاتي وأعتني بابني وأختي. إني أخدم في المليشيا المحلية مع أبي. |
| Oğluma kim bakacak o zaman? | Open Subtitles | مَن سيعتني بابني حينها؟ أتعلمين أمراً؟ |
| oğlumu düşünüyorum ve onun hakkında hiçbir şey bilmediğimi farkediyorum. | Open Subtitles | احاول ان افكر بابني ولكنني لا اعلم شيئا عنه لم اكن اعلم انه كان لديه صديقة |
| Tek anladığım, oğlumu evine götürebilmek için bu salı bitirmem gerektiği. | Open Subtitles | كل ما أفهمه هو أنني يجب أن أنهي هذا القارب حتى يمكنني أن أرحل بابني عن هنا و آخذه للوطن. |
| Kendisine futbolu hatırlatan bir şey olmadan işe bile gidemiyor ki bu ona kazayı hatırlatıyor, ki o da ölen oğlumu hatırlatıyor! | Open Subtitles | انها لا تستطيع أن تذهب للعمل دون أن يذكرها ذلك بالكرة مما يذكرها بالحادث مما يذكرها بابني الميت |
| Bu partiyi ben veriyorum. Vaftiz oğlumu bu kadar iyi yetiştirmenin bir hediyesi olarak kabul et. | Open Subtitles | اعتبريها هدية بمناسبة اعتنائك الجيد بابني الروحي |
| O sırada oğlumla onun bir ilişkisi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | في ذاك الوقت، لم يكن لديّ أيّ فكرة أنها كانت على علاقة بابني |
| Şef Fox, oğlumla ilgilendiğin için sağol. | Open Subtitles | الرئيس فوكس ، شكرا لك لرعايتك بابني. |
| Birinin benim biricik oğlumla ilgileneceğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد الحرص على أنّ شخصاً... يعتني بابني الصغير |
| oğlum hakkındaki video siyasi bir konuşma değil, birinin korunan bir fikri değil. | Open Subtitles | هذا الفيديو الخاص بابني ليس له وزن سياسي إنه ليس رأي شخص ما |
| İlgilenmem gereken bir oğlum ve işim var. | Open Subtitles | عمل بطول اليوم وحين أصل منزلي أهتم بابني |
| - Ben sadece utanç duymadan oğlum demek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أسعى فقط إلى أن أدعوك بابني وأنا لا أشعر بالعار من هذا اللقب |
| Oğlumun hayat sigortasından 3.5 milyon aldım. | Open Subtitles | لقد حصلت على 3 ملايين و نصف روبية مِن تأمين الحياة الخاص بابني |
| Çocuğuma bunu yapmayacağım diye yemin etmiştim. Ama ne oldu? | Open Subtitles | ولقد أقسمت بأنني لن أفعل نفس الشيء بابني. |