| Sıkı durun. Devriye arabası birazdan gelir. | Open Subtitles | هتتعلق باحكام سيارة الدوريَّة هتيجي في دقيقة. |
| İpler kalın, bacaklarımsa ince. O yüzden Sıkı bağlayamazsınız. | Open Subtitles | الحبل كبير جدا وساقاى صغيرتان جدا لذالا تستطيع ربطى باحكام |
| İpler kalın, bacaklarımsa ince. O yüzden Sıkı bağlayamazsınız. | Open Subtitles | الحبل كبير جدا وساقاى صغيرتان جدا لذالا تستطيع ربطى باحكام |
| kafamda taşımaya alıştığım sıkıca sarılmış kablolar artık çıkarılmıştı. ve ben berrak biçimde düşünebiliyordum. | TED | كان ذلك رغم نزع تلك الأسلاك الملفوفة باحكام عن دماغى و كنت أستطيع التفكير بوضوح. |
| Şimdi orada kaşlarını çatmış gözlerini sıkıca kapatmış ve dişlerini gıcırdatarak... ve de parmakların sanki bir pistonmuşçasına sürekli sandalyenin koluna vurarak oturmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | وانت تجلس هناك عابسا ,وعيونك مغلقة باحكام, وتضغط على اسنانك, |
| Larvaların küçük kancaları vardır, bu silahlar sayesinde ineğin derisine sıkıca tutunur ve deride delik açarlar. | Open Subtitles | اليرقات مسلّحة بخطّافات دقيقة التي تساعدهم بمسك جلد البقرة باحكام واختراقه. |
| ama benimkiler Sıkı sıkıya kapalıydı, bir kırışıklıktan ibarettiler. | Open Subtitles | لكن عيناي كانت مغلقه باحكام حتى كونت لي تجاعيد |
| Yeterince Sıkı iğneleyemiyor. | Open Subtitles | هو لا يضع الدبابيس في باحكام بما فيه الكفاية. |
| Slean, parmak eklemlerin beyazlamış. O kadar Sıkı tutma. | Open Subtitles | سلين,مفاصلك بيضاء, لا تمسكها باحكام |
| Sıkı çek. Endişelenme. | Open Subtitles | شديه باحكام لا تخافي |
| Çocuğu pençeleriyle Sıkı bir şekilde kavrayınca... | Open Subtitles | باحكام مخالبه على الطفل، |
| Giderek Sıkı hale getiriyorum. | Open Subtitles | إنها مغلقة باحكام. |
| Dominikliler çok Sıkı sarıyorlar. | Open Subtitles | الدومنيكيون يلفّونها باحكام. |
| Dominikliler çok Sıkı sarıyorlar. | Open Subtitles | الدومنيكيون يلفّونها باحكام. |
| Annesinin elini sıkıca tutan bir çocuk ve annesinin boynunda da bir kolye var. | Open Subtitles | الطفل يمسك بيد امه باحكام امه لديها حتى قلاده على عنقها |
| kapıları ve camları sıkıca kapatın. | Open Subtitles | أبق الأبواب والنوافذ أغلقتا باحكام |
| Ve kendinizi, ister inanın ister inanmayın, hem enstrümandan hem de bagetten oldukça kopuk hissedersiniz aslında bageti oldukça sıkıca tutuyor olmama rağmen. | TED | وستشعرون حقاً بالسكينة-- صدقوا أو لا تصدقوا-- بعيداً عن الآلة وعن العصى، رغماً عن أنني في الواقع ممسكة بالعصى باحكام شديد. |
| sıkıca tut orada. | Open Subtitles | شدها باحكام من هنا |
| Bu kez de yumruklarınızı kaldırın. sıkıca! | Open Subtitles | هذه المرة، شدوا قبضتكم باحكام |
| Bu kez de yumruklarınızı kaldırın. sıkıca! | Open Subtitles | هذه المرة، شدوا قبضتكم باحكام |
| Sonra ellerimi sıkıca tuttu. | Open Subtitles | ثمّ، مَسكَ يَدَّي باحكام. |