| Dur. Bunlar kurabiye satan kızlar. | Open Subtitles | لحظه , هؤلاء الفتيات باعوني الكعك |
| Beni madenlere satan şu puştlar mı? | Open Subtitles | أولئك اللقطاء الذين باعوني للمناجم؟ |
| Beni satan onlardı. - Sen satıldın mı? | Open Subtitles | لقد باعوني - باعوك؟ |
| Birlikte çalıştığım insanlar, nasıl desem... yolun sonunda beni sattılar. | Open Subtitles | الناس الذين كنت أعمل لديهم ، نوعاً ما باعوني عند آخر النهر |
| Birinci katta taşınan bazı insanlar vardı ve yüz dolar karşılığında sattılar. | Open Subtitles | كان هناك أناس يرحلون من الطابق الأول و باعوني إياها مقابل مئة دولار |
| Yetmedi, onlar da beni Osmanlı Sarayı'na sattılar. | Open Subtitles | ولم يكتفوا بهذا بل باعوني لقصر السلطان العثماني |
| Trelawneylerin. Beni satan onlardı! | Open Subtitles | (تريلونيز) إنهم من باعوني |
| - Ne? Beni sattılar. Beni köle olarak sattılar. | Open Subtitles | لقد باعوني لقد باعوني الي تجار العبيد |
| Teşkilâtımda bile adamları varmış. Beni sattılar. | Open Subtitles | لديه رجال حتى في منظمتي لقد باعوني |
| Beni ticaret gemilerine sattılar. | TED | باعوني للسفن التجارية. |
| Beni bu hana sattılar. | Open Subtitles | باعوني إلى النزل |
| Beni köle olarak Kırım Sarayı'na sattılar. | Open Subtitles | باعوني جارية لقصر "القرم" |