| Ben gitmiyorum Sayın Başkan ben burada kalıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أغادر، سيدتي الرئيسة. أنا باقٍ هنا |
| Ve diğerleri adına konuşamam ama ben kalıyorum. | Open Subtitles | وانا لااستطيع ان اتكلم عن البقية لكن انا باقٍ هنا المعذرة |
| Hayatta kalıyorum, hayatta kalıyorum hayatta kalıyorum, hayatta kalıyorum hayatta kalıyorum, hayatta kalıyorum. | Open Subtitles | حسناً *باقٍ على قيد الحياة* *باقٍ على قيد الحياة* *باقٍ على قيد الحياة* |
| - O zaman benim de seçeneğim yok. O kalıyor galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنه باقٍ هنا , من سيوصلني إلى المطار ؟ |
| Ben çiftliğimde kalacağım. | Open Subtitles | أنا باقٍ في مزرعتي |
| Skor 89-89 berabere, 3,9 saniye kaldı. | Open Subtitles | النّتيجة هي التعادل 89 للفريقين، باقٍ من زمن المباراة 3.9 ثانية. |
| O emirler için üzgünüm. Ben burada kalıyorum. | Open Subtitles | آسف حول تلك الأوامر، إني باقٍ |
| Ben çiftliğimde kalıyorum. | Open Subtitles | أنا باقٍ في مزرعتي |
| Umurumda değil. Ben burada kalıyorum. | Open Subtitles | لا يهمني، إنني باقٍ هنا |
| "Otel Rockmore'da kalıyorum. Beni ara. Çok önemli." | Open Subtitles | "انا باقٍ في فندق (روكيمور), اتصلي بي, إنه طارئ." |
| Sam'de kalıyorum. | Open Subtitles | أنا باقٍ في بيت سام |
| Hayır, evde kalıyorum ve aslında konuşacak sadece Blair'in olduğu şehre tıkalı kaldığım kabusumu yaşıyorum. | Open Subtitles | لا ، إنني باقٍ هنا لذا في الحقيقة سأعيش في كوابيسي محاصرًا في مدينة لا يوجد بها سوى (بلير والدورف) لأحادثها نيت) موجود) |
| O kalıyor galiba. Beni havaalanına kim götürmek ister? | Open Subtitles | أعتقد أنه باقٍ هنا , من سيوصلني إلى المطار ؟ |
| Papa'nın yanında olduğu sürece görevimiz ortada kalıyor. | Open Subtitles | طالما أنه باقٍ في صَفِّ البابا فمهمتنا ستكون بتطهيره |
| Eğer para ya da şeref için değilse bir şey kalıyor. | Open Subtitles | حسنٌ، إذا لم يكن من أجل المال ولم يكن من أجل المجد... بالتأكيد هنالك سبب باقٍ ؟ |
| Ben kalacağım. Hoş olacak. | Open Subtitles | أنا باقٍ, سيكون هذا رائعاً |
| Ben kalacağım. Hoş olacak. | Open Subtitles | أنا باقٍ, سيكون هذا رائعاً |
| Ve sizin de görebileceğiniz gibi şimdi geriye çok az büyü kaldı. | Open Subtitles | وكما ترون الآن، فهناك القليل جداً من السحر باقٍ. |
| Dışarıda senin için bir şey kalmadı. Ama hapiste insanlar senden korkuyor. | Open Subtitles | لا يوجد شيء باقٍ لك هنا ولكن في السجن ، الناس تهابكِ |
| Burada Dufton'da mı kalıyorsun? | Open Subtitles | هل أنت باقٍ هنا في دوفتون ؟ |
| #Ama, Wilbur, Sonsuza kadar benimsin # | Open Subtitles | * لكنك يا (ويلبور) باقٍ كما أنت بالنسبة لي* |
| Benimle kalakaldın, Damon. Bunu bilmen gerekiyor. | Open Subtitles | أنت باقٍ معي يا (دايمُن)، أودّك أن تعلم هذا. |