| Yani, sen Stark'ın paylaşılmış rüya görmeye neden olan cihazından bana bahsetmedin. | Open Subtitles | أقصد أنك قد حجبت المعلومات حول جهاز ستارك الذي سبب التشاطر بالأحلام |
| Uyukladım, ama bazı akılda kalıcı ve gurur kırıcı Rüyalar gördüm. | Open Subtitles | ... غفوت ... لكننوميكان مطارد بالأحلام والصور |
| Her zengin çocuk ruhsuz değildir ve her psikolog da rüyalarla ilgilenmez. | Open Subtitles | ليس كل شاب ثري ينقصه الشعور ولا كل طبيب نفسي يهتم بالأحلام |
| Bir kadının hayatında artık hayallerle yaşayamayacağı bir an gelir. | Open Subtitles | تأتي لحظة في حياة المرأة تكف فيها عن الإيمان بالأحلام |
| İnanıyorum rüyalara Yıldızlara ulaşmaya | Open Subtitles | أنني أؤمن بالأحلام و أنها تنطلق نحو النجوم |
| Yeni doğmuş hallerine yakın olanları, tatlı suratları henüz kırık hayaller yüzünden yıpratılmamış olanları. | Open Subtitles | أولئك المولودين حديثاً وجوههم الصغيرة الحلوّة التي لم تسحق بعد بالأحلام المكسورة. |
| rüyalarla ilgili anlamanız gereken şey rüyada kayıp edebilirsiniz, rüya oldukça gerçekçi gelebilir. | Open Subtitles | الشيء الذي يجب ان تفهمينه عن الأحلام من الممكن ان نتوه بالأحلام ونشعر بأنه حقيقي عندما يأتينا |
| Çünkü rüya gibi işin bir miktar rüya içermesi gerekir. | TED | لأن وظيفة الأحلام يجب أن تكون مليئة بالأحلام والأمنيات. |
| Ona, bir sokak çetesinin yanına vereceğimizi söyleyelim, fasulye konserveleri ve bir ton da rüya. | Open Subtitles | أقول، نعطيه علبة من الآفاق على عود وعلبة من الفاصولياء، وجيب مليىء بالأحلام |
| Tamam, tamam. Büyü bulabileceğin, kitaptaki rüya kontrolü bölümünün tamamı burada... | Open Subtitles | حسناً يوجد فصل كامل عن التحكم بالأحلام فى ذلك الكتاب |
| Uyukladım, ama bazı akılda kalıcı... ve gurur kırıcı Rüyalar gördüm. | Open Subtitles | ... غفوت ... لكننوميكان مطارد بالأحلام والصور |
| Rüyalar pek ilgimi çekmez. | Open Subtitles | لست مهتمة جدا بالأحلام |
| Rüyalar pek ilgimi çekmez. | Open Subtitles | لست مهتمة جدا بالأحلام |
| Babamın rüyalarla ve böyle palavralarla işi olmazdı. | Open Subtitles | فوالدي لم يكن يصدق بالأحلام و تلك التفاهات |
| Ama içinde başka bir dünya var rüyalarla dolu, düşlerden oluşan kimseyle paylaşmadığın. | Open Subtitles | لكن هناك عالم بداخلك ملئ بالأحلام بالخيالات والتي لا تشاركها مع أي شخص آخر |
| William, hepimiz için bardağın yarısı hayallerle dolu durumu bu. | Open Subtitles | وليام هذا الكأس نصفه مملوء بالأحلام لجميعنا. |
| Altüst olmuş ümitler ve hayallerle dolu üzgün, şişmiş kırmızı gözler. | Open Subtitles | عيون حزينة منتفخة حمراء مليئة بالأحلام و الآمال المنقطعة |
| Çünkü suya düşen hayallerinizden duyduğunuz boşluk, onlar için kurduğunuz hayallerle dolup taşar. | Open Subtitles | لان الفراغ الذي تشعر به .. من أحلامك الضائعة أنه ممتلئ أكثر بالأحلام التي تحلم . بها لهم |
| Yani, o rüyalara sebep olan Meksika'da yediğini sandığın bir şeydi. | Open Subtitles | لذا الحمى الذى جاءت بالأحلام تسببت بشئ أكلتيه كما تعتقدين فى المكسيك |
| İş rüyalara gelince, tek seçeneğin vardır. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بالأحلام لديكِ خيارٍ واحد فقط |
| Evet endişeleniyorum çünkü hayaller Chase Manhattan'ın sikinde değil. | Open Subtitles | نعم, انا كذلك لإن تشايس منهاتن لا يهتم بالأحلام |
| rüyada olmak veya rüya görmek hakkında belirsiz bir şeyler... | Open Subtitles | و شيء يتعلق بالأحلام |