| Onlarla geleneksel silahlarla savaşabiliriz. | Open Subtitles | يُمْكِنُنا أَنْ نُحاربَهم بالأسلحةِ التقليديةِ |
| Şu kırmızı boya atan silahlarla oynanan oyun, bilirsin. | Open Subtitles | تلك اللعبةِ بالأسلحةِ التي تَضْربُ الطلاءَ الأحمرَ |
| Şu sesini duyduğum silahlarla kim öldürülüyor? | Open Subtitles | الذين يقتلون بالأسلحةِ.. التي اسمع ؟ |
| Silahlı insanlar, İsrail'in neden hepimizi takip etmekte olduğunu hangisi açıklayabilir. | Open Subtitles | الذي قَدْ يُوضّحُ لِماذا أناسَ بالأسلحةِ يُطاردوُنا في جميع أنحاء إسرائيل |
| Silahlı adamların içtiği mekanlardan biri gidecek. | Open Subtitles | رجال بالأسلحةِ سَيكونُ عِنْدَهُمْ واحد أقل يَضِعُ للإثْمال. |
| Ona uygun silahlar verin. İlahi silahlar. | Open Subtitles | زوّدْه بالأسلحةِ المناسبة الأسلحة المقدسة |
| Nükleer silahlarla geri döneceğim. | Open Subtitles | أنا هرجع بالأسلحةِ النوويةِ. |
| Nükleer silahlarla değil. | Open Subtitles | لَيسَ بالأسلحةِ النوويةِ. |
| silahlarla benimle anlaştığından daha iyi anlaşıyorsun. | Open Subtitles | أنت أفضل بالأسلحةِ مِنْ أَنا. |
| Silahlı üç adam ve bir sürü para. | Open Subtitles | لدينَا واحد، إثنان، ثلاثة رجالِ بالأسلحةِ تحميل للمالِ |
| Eileen'e yaklaşan Silahlı adamlar görmüşsün. | Open Subtitles | رَأيتَ الرجالَ بالأسلحةِ يَقتربُ مِنْ آيلين. |
| Sokakta öldürmek için Tutsi arayan Silahlı Hutular varmış. | Open Subtitles | كان هناك رجالَ هوتو على الشارعِ بالأسلحةِ... ... بَحْثعن التوتسيللقَتْل. |
| Ön bahçemde Silahlı adamlar var | Open Subtitles | هناك رجال بالأسلحةِ في ساحتِي الأماميةِ |
| Silahlı balıklar. | Open Subtitles | أسماك بالأسلحةِ |
| Beni vurmuştu, o yüzden silahlar konusunda iyi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حَسناً، هو ضَربَني، لذا نَعْرفُ بأنّه جيدُ بالأسلحةِ. |
| silahlar Banshee'ye düşerse değil. | Open Subtitles | ليس إذا ما إنتهى المطاف بالأسلحةِ في "بانشي" |