| Bir önceki yıldan saklanan tahılların birazını alıp toprağa ekiyorlar ve el çapasıyla toprağı sürüyorlar. | TED | حاليا، ياخذون بذورا من انتاجية العام الماضي، ليزرعوها في الأرض بالأيدي. |
| Gideceğim mideceğim o lafları geç ve bir kez olsun el ele tutuşup gidip yemek yiyelim. | Open Subtitles | ،توقفي عن التحدث عن ما إذا كنتِ ستغادري أم لا و لنُـمسك بالأيدي و لنأكل معاً، على الأقل مرة واحدة |
| Dövüşümüz yumruk yumruğa olacak. Mümeyyiz olsam da neticede halen bir mahkumum. | Open Subtitles | سنتقاتل بالأيدي حتّى الموت، فبالرغم من أنّي مُختبِر، إلا أنّي لازلتُ سجيناً. |
| Karasal manevralar kullanır ve yumruk yumruğa savaşırlar. | Open Subtitles | وسيستخدمون تكتيكات الأرض والإشتباك بالأيدي |
| Kılıç insanın kalbinde var olursa elinde silah olmadan düşmanını 100 adım uzaktan vurabilirsin çıplak elle bile | Open Subtitles | تواجد السّيف في قلب الفرد و غاب عن يده فيمكن للفرد أن يضرب عدوًّا على بعد مئة خطوة حتّى بالأيدي الفارغة |
| Bu ekran, bu inançsız dünyadaki en muhteşem lanet olası güç, ve eğer yanlış ellere geçerse de olacakların tek sorumlusu biziz. | Open Subtitles | هذا التلفاز هو أقوى قوةٍ ملعونةٍ مذهلة في هذا العالم الذي لا إله له, و يا مصيبتنا,إذا وقع بالأيدي الخطأ |
| yumruk kavgası istedi, şu var ki ben yumruk kavgası yapmam. - Zaman kaybı. | Open Subtitles | تريد ملاكمة بالأيدي، بإستثناء أنني لا أجري ملاكمات بالأيدي |
| el ele tutuşmuşken gidip yemek yiyelim bari. | Open Subtitles | لنأكل معاً مرة واحدة بما أننا نمسك بالأيدي |
| Teneffüse çıkıyoruz ve yürürken hep el ele tutuşuyoruz. | Open Subtitles | نذهب إلى وقت اللعب، و كلنا علينا أن نتشابك بالأيدي عندما نمشي هناك |
| Ama dışarı çıkıyoruz. Yalnız pek el ele tutuşmuyoruz. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك, نحن نذهب الى الخارج لكن عادة، نحن لا نتشابك بالأيدي |
| Sadece ikimiz 6 haberlerinde el sıkıştığımızda halk önünde temize çıkacaksın. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة , للتبرير للعامه إذا ظهر الأثنين منا على أخبار الساعة السادسة نتصافح بالأيدي |
| Seviye birle başlıyor, el ele tutuşma. | Open Subtitles | اذا, تبدا مع المرحلة رقم واحد الامساك بالأيدي |
| Ama büyüdü. Ben yumruk yumruğa girişeceklerinden korktum. | Open Subtitles | لقد تطور الوضع للأسوأ حتى اني توقعت عراكا بالأيدي |
| Ehliyetim var. Birkaç yumruk kavgasını kazandım. | Open Subtitles | لديّ رخصة قيادة ولقد فزتُ ببضعة ملاكمات بالأيدي |
| Yetişkin biriyle yumruk yumruğa kavgaya girmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أدخل في عراك بالأيدي مع رجل بالغ |
| bu yaşta yumruk kavgasına girerek ne yaptığını sanıyorsun? | Open Subtitles | ماذا الذي تفعله ؟ قتال بالأيدي في مثل عمرك ؟ |
| İçeride çıplak elle dövüşüyorlar. Katil her yerine dokunmuş olmalı. | Open Subtitles | يتبارزون بالأيدي بدون أي قفازات إذا فعلامات يدي القاتل على كل الجسم |
| Bileğindeki diş izlerine bakılırsa, ...adam çıplak elle boğulmuş. | Open Subtitles | بناءً علي العلامات الموجودة علي المعصم فقد تم الأمر بالأيدي |
| Çatıda tek başınayım, silah taşımıyorum ve ayrıca şu elle yapılan, dövüş şeylerinden de hiç anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا معزول في السقف، ولا أحمل سلاحاً ولا أعرف أيّ من ذلك، من عراك بالأيدي مع الجاز |
| Yanlış ellere geçerse, bizi sonsuza dek tecrit ederler. | Open Subtitles | لو وقع بالأيدي الخاطئة، سيمنعوننا من الدّخول للأبد. |
| Federal Plaza'da yumruk kavgası başlattın. | Open Subtitles | لقد بدأت ملاكمة بالأيدي .في ساحة فيدرالية |