| Göreceğiz. Dolandırıcılıktan seni burada tutup zamanla cinayete karışıp karışmadığını anlarız. | Open Subtitles | سنرى، يمكننا حجزكَ على إتهامات بالإحتيال وسنتحقق من أمر جريمة القتل بينما نمضي بذلك |
| Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu Dolandırıcılıktan sana dava açacak. | Open Subtitles | هيئة السوق المالية ستتهمك بالإحتيال تعرف أن صندوقك وهمي |
| Sosyeteye ve ailemize dolandırıcılıkla giren biri için uygun son ne olmalı? | Open Subtitles | ولكن ماهي النهايه المُناسبه لشخص ما ولاتى شقت طريقها بالإحتيال لمجتمع ولحياة عائلتنا؟ |
| Uzun zamandır dolandırıcılıkla uğraşıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أقوم بالإحتيال طوال الوقت |
| Ne yazık ki size karşı açılmış olan bir sahtekârlık davamız var. | Open Subtitles | حسناً ، أنا متخوف أنه لازال هناك بعض الحساسية بخصوص اتهامنا لك بالإحتيال |
| Ama bunun sayesinde sahtekarlıktan bizzat Denning'in peşine düşebiliriz. | Open Subtitles | يُمكننا السعى خلف " دينينج " بشكل شخصي وإتهامه بالإحتيال |
| Böylece yasal sahtekarlık yapmış olacaktı ve yaptı da. | Open Subtitles | و بأنّها قامت فعلاً بالإحتيال من الناحية القانونية |
| Bu onu hisse senedi sahtekârlığıyla suçlamak için yeter de artar bile. | Open Subtitles | هذا أكثر من كافٍ لنتهمه بالإحتيال في الأسهم |
| Gerçek ortaya çıkarsa, Dolandırıcılıktan suçlanırım. | Open Subtitles | إسمعي، لو إنتشرت الحقيقة، فسوف أتّهم بالإحتيال. |
| Sonra Dolandırıcılıktan Toronto'da 2 yıl yatmış. | Open Subtitles | ومن ثمّ أتّهم بالإحتيال قبل عامين في "تورونتو" |
| Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu Dolandırıcılıktan sana dava açacak. | Open Subtitles | و هيئة السوق المالية ستتهمك بالإحتيال |
| Sizce davalı John Welbeck Dolandırıcılıktan suçlu mu, değil mi? | Open Subtitles | هل تجد المتهم " جون وولباك " مذنب أم لا بالإحتيال ؟ |
| Dolandırıcılıktan Wes Attwood'u tutuklayın kefaletini öderse bırakın gitsin ve şu küçük hırsızın da kimliğini öğrenin. | Open Subtitles | حسناً، إتّهم (ويس أتوود) بالإحتيال إذا كان بإمكانه دفع الكفالة، فدعه يذهب وضع اسم هذا اللص المحلي |
| Meclise dolandırıcılıkla gelmiştir. | Open Subtitles | لقد وصل إلى مقعده هنا بالإحتيال! |
| Seni dolandırıcılıkla itham edebilirler. | Open Subtitles | كان بوسعهم اتهامك بالإحتيال |
| Ama sonra bir kaç sahtekârlık suçu işlemişsin, yolsuzluk yapmışsın. | Open Subtitles | لكنّك بعد ذلك أدِنت بعدّة تُهم بالإحتيال و الإختلاس |
| Ama sahtekârlık yaptığına dair onunla ilgili ben de hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكن لا أملكُ أي شيء يربطه بالإحتيال |
| Restoranımı sabote etti sahtekârlık yaptı. | Open Subtitles | وقام بالإحتيال . |
| Halkın gözleri önünde, sahtekarlıktan Denning'in peşine düşeceksin. | Open Subtitles | ، إذا كُنت ستسعى خلف " دينينج " لتتهمه بالإحتيال علناً |
| Zelary'deki varlığınız beni sahtekarlık yapmaya mecbur ediyor. | Open Subtitles | حضورك هنا إلى "زيــلاري" يجبرني على بالإحتيال |
| Clausten Kapital Yatırımları ve Oliver Clausten'ın ta kendisi güvenlik sahtekârlığıyla suçlanıyorlar. | Open Subtitles | كلاوستن كابيتال للاستثمارات وأوليفر Clausten شخصيا يجري إتهامهم بالإحتيال المالي |