| Efendim, burası buharla dezenfekte edilecek. Burası güvenli değil. | Open Subtitles | سيدي، هذا المكان يجب أن يطهر بالبخار أنه ليس آمنًا |
| Annem hepsini saklamış ve bunları sizin için buharla çıkarıp getirdim. | Open Subtitles | أبقت أمي الرسائل أخرجت الطوابع لك بالبخار |
| Yıldız gemileri ve füzeler kömürle yakıt sağladı ve buharla hareket ettirildi. | Open Subtitles | سفن الفضاء والصواريخ تستهلك وقوداً من الفحم وتعمل بالبخار |
| Hamamlar karanlık, Buharlı ve aydınlık olarak ayrılıyor. | TED | يمكن للحمامات أن تتغير من غرف مظلمة مليئة بالبخار إلى غرف مضيئة |
| Declan'ın odası bir güzel boyarız, halıları Buharlı yıkamaya veririz büyükannemin sallanan sandalyesini çatıdan indiririz. | Open Subtitles | غرفة ديكلان طلاء جديد وتنظيف السجاد بالبخار وان احضر كرسي جدتي الهزاز من العلييه |
| Bu noktadan, kafe penceresi dört, dört buçuk ayaktan buhar yüzünden belirsizleşmişti. | Open Subtitles | من هذه النقطة، نافذة المقهى محجوبة الى حد اربعة ونصف الى خمسة اقدام بالبخار |
| Gittiğiniz bütün yerler arasında Kuru temizlemeciyle ilişkiniz, en garip olanıdır. | Open Subtitles | من بين جميع الأماكن التي تترددون عليها، فعلاقة التنظيف بالبخار هي الأغرب |
| buharda Çin Mantısı* Bir porsiyon buharda Çin Mantısı. | Open Subtitles | فقط أريد.. واحد زلابية بالبخار واحد زلابية بالبخار |
| Banyodaki buhara bakılırsa gideli fazla olmamış. | Open Subtitles | من البحث فى غرفه الحمام المشبعه بالبخار ؟ فلم يمضى وقت طويل على رحيلهما |
| Moe'nun kapiçino makinesindeki buharla mektubu açtım. | Open Subtitles | عالجت الرسالة بالبخار عبر آلة مو لصنع الكابتشينو |
| Her yeri buharla temizleniyor ve dibini bile kazıyoruz. | Open Subtitles | سيتم تنظيف كل شيء بالبخار ونحن نقوم حتى بكشط أسفل القاع |
| Telefonda da bahsettiğim gibi siz taşınmadan önce, halı buharla temizlenecek. | Open Subtitles | لذا كما ذكرت على الهاتف السجادة سوف تكون منظفة بالبخار قبل الانتقال |
| Çünkü bir adım attı mı soğuğa, dondurucu soğuğa geçersin şimdi buharla ıslatılmış haldesin. | Open Subtitles | إن أي خطوة باردة من المروحة تكون باردة جداً الآن هاهي تتشبع بالبخار |
| Şöyle düşün, bir şişe Pinot, kükreyen ateş ve ben sıcak, buharla dolu bir suya giriyorum. | Open Subtitles | تخيل هذا: زجاجه من النبيذ,نار المدفأه و أنا يجتمعان فى مغطس ساخن وملئ بالبخار. |
| Kriket maçına götürdüğün arazi araçlarını buharla temizlemek zorunda kaldıkları için araç kullanma hakkının alındığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنّك فقدت حق امتيازات القيادة الخاصة بك لأنهم اضطروا إلى تنظيف تلك السيارة بالبخار التي أخذتها لمباراة الكريكيت |
| Profesyonel Buharlı temizleyicilere ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا في حاجة إلى محترفون في التنظيف بالبخار. |
| Buharlı bir banyoda çok kısa bir süreliğine gördüm. | Open Subtitles | هو كَانَ لا شيءَ أكثرَ مِنْ a لمحة عابرة في a حمّام مشبّع بالبخار جداً. |
| Nargile, Hallie ve makinist Luke de buhar kazanını sonuna kadar ateşledi. | Open Subtitles | هالى. والمهندس يتحكم بالبخار في دلو القطران |
| Ve sıcak suyu aç banyoda, buhar görelim. | Open Subtitles | ثم جهز حماما ساخنا أريد أن أطهرها بالبخار |
| buhar içeriye verilip soğutuluyor ve böylece vakum oluşuyordu. | Open Subtitles | يُدفع بالبخار ثم يُبرّد صانعاً بذلك فراغ |
| Kuru temizlemeye verdiğimden beri giymedim. | Open Subtitles | لم ألبس هذه السترة منذ تم تنظيفها بالبخار |
| Bana minnet etmelisin, bu saçma yemeği buharda pişiriyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّي سأقدّر بعض الإمتنان، بما أنّي أطبخ بالبخار هذه الوجبة السخيفة لك. |