| Sigorta söz konusu olduğunda o kadar da iyi olmuyoruz. | TED | لا نفعل ذلك جيدا عندما يتعلق الأمر بالتأمين. |
| Sigorta meselesi değil, çünkü ortada kazanç elde eden yok. | Open Subtitles | والمسألة لا تتعلق بالتأمين لأنه لا يوجد وثائق تأمينية |
| Evet, bu olmalı. Babam hayat sigortası yaptıralı beş sene oldu. | Open Subtitles | نعم, لابد ان تكون هكذا, لقد قام بالتأمين على حياته فقط منذ 5 سنوات مضت |
| Kendini sakatlık sigortası ile korumaya alma vaktin geldi de geçiyor bile. | Open Subtitles | حان الوقت لتحمي نفسك بالتأمين التكميلي ضد الإعاقات |
| Kundaklama iddiaları, yangın sigortasını almamızı engelliyor. | Open Subtitles | ادعائات افتعال الحريق سوف تبقينا عن التمتع بالتأمين |
| sigortayla ilgilenmiyorlar. | Open Subtitles | إنّه تحقيق بجريمة قتل يا أبي فلا يهتمّون بالتأمين |
| Kaza yüzünden sigortayı aradığı kesin mi? | Open Subtitles | أليس من الواضح إنه إتصل بالتأمين بسبب الخدش؟ |
| Sigorta olsa bile bir yerlerde bir fatura olmalı. | Open Subtitles | حتى بالتأمين بالتأكيد هنالك فاتورة في مكان ما |
| Pek çoğu sahte Sigorta talebi. Altı çalınmış tekne, altı tekne sahibi. | Open Subtitles | وقبل الانهيار الاقتصادي الأخير، الكثير من الكاذبين طالبوا بالتأمين على ست قوارب لست ملاك |
| Evin için, 300.000 dolarlık bir Sigorta tavsiye ederim. | Open Subtitles | حسناً, لاجل ملكيتك هنا, أنا أقترح بأن تقوم بالتأمين عليها مقابل 3000 دولار |
| Sigorta ile bir yanlış anlaşılma yüzünden hizmetlerim için hiç para almadım. | Open Subtitles | و بسبب سوء التفاهم الذي حصل بالتأمين لم أستلم أية نقود على خدماتي |
| İster inan, ister inanma, acil bir Sigorta işi varmış. | Open Subtitles | صدقّي أو لا تصدقّي، لديه حالة طوارئ بالتأمين. |
| Üniversite borcunu ödemenin yanı sıra sağlık sigortası için de paraya ihtiyacınız var. | Open Subtitles | بالأضافةإلىدَفعَدينَكليَّتِكَ. تَحتاجُ شغل بالتأمين الصحي. |
| Üniversite borcunu ödemenin yanı sıra sağlık sigortası için de paraya ihtiyacınız var. | Open Subtitles | بالإضافة أنهم يجب عليهم دفع ديّن كُلّيتهم تحتاج شغل بالتأمين الصحي |
| Bize sağlık sigortası sağlamasıyla alâkası var yani aslında, açıkçası, bize hiç para ödemeseniz de olur. | Open Subtitles | هذا له صلة بالتأمين الصحي الذي نحتاجه لذا ليس عليك حقاً أن تقوم بالدفع لنا |
| Bu kasabadaki tek itfaiyeci sen değilsin. Belki yangın sigortası yaptırırım. | Open Subtitles | أنت لست عربة اطفاء الحرائق الوحيدة في المدينة كما تعرف ربما سأقوم بالتأمين ضد الحريق |
| Karısı öldürülmeden hemen önce karısına hayat sigortası yaptırmış. - Atalım içeri. | Open Subtitles | لقد قام بالتأمين على حياة زوجته قبل مقتلها تماماً |
| Yeni araba al gitsin işte. - Araba sigortasını ara falan. | Open Subtitles | هيا يا رجل، اشتري سيارة جديدة اتصل بالتأمين |
| Çünkü, birkaç yıl içinde ben Bali sahillerine yelken açıp babamın hayat sigortasını kontrol ederken... | Open Subtitles | لأنه بعد عدة سنوات عندما تنهمكون جميعاً بأعمالكم سأبحر إلى ساحل "بالي" بالشيك الخاص بالتأمين على حياة والدي |
| Sağlık sigortasını hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكرتي بالتأمين صحي؟ |
| - sigortayla konuştum sorun yok. | Open Subtitles | لقد اتصلتُ بالتأمين إننا مؤمّنون |
| O... sigortayla ilgileniyor, bu yüzden... | Open Subtitles | هي مهتم بالتأمين, لذا |
| sigortayı aradım. O iyi. İyi. | Open Subtitles | ليس لدي اي فكرة لقد اتصلت بالتأمين انه بخير انه بخير |