| Evet, eşlerinden şüphelenen kocalar için araştırma yaparım. | Open Subtitles | أجل، اقوم بالتحقيق للأزاوج الذين يشكون في زوجاتهم |
| araştırmaya devam edilmesini reddediyorum. Kalıntıları bir süre bekleteceğiz. | Open Subtitles | أنا أرفض الاستمرار بالتحقيق في هذه المرحلة سوف نقوم بتخزين البقايا بشكل مؤقت |
| Ülkem sizinkilerin Ali'nin dairesini basmasına izin verdi, benim bu soruşturmaya dahil olmam şartıyla. | Open Subtitles | بلادى سمحت لاعوانك بمهاجمة شقة علي بشرط اشتراكى معكم بالتحقيق |
| Aynı zamanda IRS vergi dolandırıcılığından hakkında soruşturma başlattı | Open Subtitles | فى الوقت نفسه قامت مصلحة الضرائب بالتحقيق معه للتهرب من الضرائب |
| ilerlemek için sizinle yakından çalışmak istiyoruz. soruşturmayı hata bulmak için yapmıyoruz. | Open Subtitles | نرغب أن نعمل معك، كي نتقدم بالتحقيق وليس لنبحث عن أيّ أخطاء. |
| Kamu işleri daha da çok araştırmak için izin vermenizi diliyorum. | Open Subtitles | اطلب منك الأذن للقيام بالتحقيق في المكاتب العامة اكثر من السابق. |
| Bu, olayı bir araştırma haline getirmek için yeterli görünmüyor. | Open Subtitles | الأدلّة ليست مادية ملموسة بالشكل الكافي للتصريح بالتحقيق |
| Şu araştırma işinde harika iş çıkardığın için, ...bende senin için birşeyler yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | بم أنك قمت بعمل رائع بالتحقيق قررت أن أستخدم سلطتي و أتصل ببعض معارفي |
| Rutin bir araştırma. | Open Subtitles | حسنا,لا يوجد اي امر روتيني بالتحقيق في نوبة قلبية |
| "HUAC, 1975 yılında dek vatandaşları araştırmaya devam etti." | Open Subtitles | لجنة أنشطة الأمريكين الغير مخلصين استمرت بالتحقيق مع المواطنين حتى عام 1975م |
| Biliyor musun, birileri senin "Kızılderili kökenlerini" araştırmaya başlasa çok yazık olurdu. | Open Subtitles | أتعلمين؟ سيكون من العار إن بدأ أحد بالتحقيق من إرثك الهندي |
| Evet. Şu anda onunla bağlantıdayım ve soruşturmaya bu yönde devam ediyorum. | Open Subtitles | أجل ، أنا حالياً على اتصال معها وأقوم بالتحقيق |
| Dinle, bu kararı vermek hakkına sahibiz ama yine de soralım, bu fotoğrafları yayınlamamız soruşturmaya bir zarar verir mi? | Open Subtitles | إسمع ، نحن نحتفظ بتبنّي هذا القرار لكن ، هل نشر هذه الصور سيضرّ بالتحقيق ؟ |
| Otopsiyi NCIS yaparsa, soruşturma onların kontrolünde olur. | Open Subtitles | إذا قامت مباحث البحرية بالتشريح سيتحكموا بالتحقيق |
| soruşturma için, Dr. Brennan'ın cinayet olduğu yönünde açıklama yapması gerekiyor. | Open Subtitles | فيما يتعلق بأمر البدء بالتحقيق أنتِ أيتها الطبيبة برينان عليك أن تعلني بأنها جريمة قتل |
| FBl'nın, ClA'nın ve Dallas Polisinin soruşturmayı rezil etmesini sağlayabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن للغوغاءالسيطرة على المباحث الفيدرالية ووكالة الاستخبارات المركزية وشرطة دالاس للعبث بالتحقيق ؟ |
| Goa'uld silahlarını nereden bulduklarını araştırmak uygun olabilir. | Open Subtitles | قد يكون له علاقة بالتحقيق كيف حصلو على أسلحة الجواؤلد |
| Kendi ajanlarımızdan biriyle ilgili araştırmayı sürdürmenin siyasi intihar anlamına geldiğini de biliyorum. | Open Subtitles | لكني أعلم كذلك إنها ستكون بمثابة إنتحاراً سياسياً إن تم كشفنا بالتحقيق في أمر إحدى عملائنا |
| Teşkilat bir posta hırsızlığı vakasını soruşturuyor sizin kayıp kişinizle bağlantısı olan bir vaka: | Open Subtitles | يقوم مكتبي بالتحقيق في سرقة البريد, وبتتبع خيوط هذه السرقة وصلنا لفتاتكم المفقودة, |
| Bay Biederbeck, biz yargıç Katherine Lavinio'nun cinayetini araştırıyoruz. | Open Subtitles | سيد بيديربيك، نحن نقوم بالتحقيق حول مقتل القاضية كاثرين لافينيو |
| Ekip ve ben, SEC'in araştırmasını sağlamak için elimizden gelenin en iyisini yaptım. | Open Subtitles | حاول فريقي و أنا, قصارى جهدنا لأقناع هيئة الرقابة على التداول بالتحقيق |
| BM'deki barış konferansı tehdidini araştırıyorum. | Open Subtitles | أقوم بالتحقيق بشأن تهديد ضد مؤتمر السلام بمبنى الأمم المتحدة |
| Kitabın konusu daha çok, onu soruşturan ve yakalamaya çalışan adamlarla ilgili. | Open Subtitles | حسناً، هذا الكتاب عن الرجال الذين قاموا بالتحقيق عنه ،وحاولوا الإطاحة به |
| Buradaki cinayetleri keşfettiklerinde tüm alanı kordon altına alıp, binayı güvenlik altına almak için SWAT'ı çağıracaklar. | Open Subtitles | و عندما يبدأون بالتحقيق هنا سيغلقون المكان |
| Yarışma programı hakkında meclis araştırması açıldı. | Open Subtitles | هنالك لجنة قضائية تقوم بالتحقيق حسنٌ، مع برنامج المسابقات |
| Bir cinayet soruşturması ile ilgili derhal onunla konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | أنا بحاجة للتحدّث معها الآن فيما يتعلق بالتحقيق في جريمة قتل |