| Doğum gününü arkadaşlarıyla geçirmek istemişti bizimle kamp yaparak değil. | Open Subtitles | لقد أرادت قضاء عيد ميلادها مع أصدقائها، وليس بالتخييم معنا. |
| Hep kamp yapıyorlarmış. | Open Subtitles | إنه يقول، إنهم يقومون بالتخييم طوال حياتهم، وهي قالت أنه ربما |
| Bu kamp gezisinde kendi başımızın çaresine bakmalı çadırımızı kendimiz kurmalıyız. | Open Subtitles | كلاّ، رجاءً، سننصب بأنفسنا برحلة التخييم هذه، علينا القيام بالتخييم |
| Bu kalıyor,daha önce hiç biriniz kampta bulunmadı... ve sıkıcı kamp kurallarını bilmiyor.. | Open Subtitles | حسنا خذه ، يبدو انكم لم تقوموا بالتخييم من قبل ولا تعرفوا ما يلزمكم او ما ترتدوا |
| İşte! Daha önce hiç kampta bulunmamıştım, ama gerekli şeyleri aldım. | Open Subtitles | انا لم اقم بالتخييم من قبل ولكن اعتقد اني احضرت ما احتاج له |
| Şey, bekarlığa veda partin hakkında bir şey vardı hâlâ o kamp şeysini mi yapmak istiyorsun, yoksa daha geleneksel bir şey mi, yoksa? | Open Subtitles | ماذا عن حفلة العزوبية هل لا زلت تريد أن تقوم بالتخييم أم تريد شيئاً تقليدياً |
| Çocukken bahçede hiç mi kamp yapmadın? | Open Subtitles | ماذا؟ ألم تقومي بالتخييم في فنائكم الخلفي عندما كنت صغيرة؟ |
| Beraber konserlere gideriz farklı tatlar deneriz, kamp yaparız. | Open Subtitles | تعلم ، بإمكاننا الذهاب معاً لحفلات الموسيقى نجرب مأكولات جديدة، ربما نقوم بالتخييم. |
| - Burada kamp kurarız. - Evet, tamamdır. | Open Subtitles | سنقوم بالتخييم هنا لنسرع بذلك قبل حلول الظلام |
| Bir çadırla. Kayalığın yanında bir kamp bölgesinde. | Open Subtitles | وأحضرت خيمةً معي،قمت بالتخييم بجوار المنحدر |
| kamp ve balıkçı malzemelerini de aldı. | Open Subtitles | لقد أخذ معه مجموعه من أدواته الخاصه بالتخييم وعدته لصيد الأسماك |
| kamp ve balıkçı aletlerini aldığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتى أنه أخذ أدواته الخاصه بالتخييم والصيد |
| Mills'in bir sürü eski kamp malzemesini oraya koyduğunu hatırlamış. | Open Subtitles | وهى تتذكر انها وضعت الكثير من أدوات ميلز الخاصه بالتخييم هناك |
| Kötü bir şey yapmıyorduk. Orada birçok kez kamp yaptım ben. | Open Subtitles | نحن لم نكن نفعل شيئاً بهذا السوء أعني لقد قمت بالتخييم في ذاك المكان عدة مرات |
| Belki de çadıra falan taşınırız. Sen hiç kamp yapmış mıydın? | Open Subtitles | ربما سوف ننتقل إلى خيمة، هل سبق لك أن قمت بالتخييم ؟ |
| Onların sınırlarına kamp kurduğunuzda ateşkesi çiğnemiş olursunuz. | Open Subtitles | أنتم إنتهكتم القانون عندما قمتم بالتخييم عند حافة أرضهم |
| Kıllarımızı almayı bırakıp kamp yaparız. | Open Subtitles | نستطيع التوقف عن الحلاقه والبدء بالتخييم |
| Evet öyleymiş. 1776 yılının Aralık ayı sömürge orduları zorlu kış aylarından sonra Pennsylvania'da kamp kurmuştu. | Open Subtitles | نعم ، في ديسمبر 1776 قامت القوات الأستعمارية بالتخييم في بينسيلفانيا بعد شتاء قارص |
| Ama senin kardeşlerin kampyapmazlar. Aslında bir keresinde kampa gitmiştim. | Open Subtitles | سيكون الأمر ممتعآ مثل معسكر صيفي الأخوة لا يقومون بالتخييم |
| Ellerini yakma. Manhattan kampı yapıyoruz seninle. | Open Subtitles | لا تحرقى يديك نحن نقوم بالتخييم فى العراء |