| Tek yapmak istediğiniz şey bu. Cinselliğinizi ifade etmekle ilgisi yoktur. | Open Subtitles | لا تريد سوى عبور الطريق، ولا علاقة له بالتعبير عن حالتك الجنسية |
| Sana olan minnettarlığımı ifade etmekle başlamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أبدأ بالتعبير عن إمتنانى لك |
| Bu, kendini ifade etmekle ilgili. | Open Subtitles | هذا يتعلق بالتعبير عن الذات. |
| Bak, değer verdiğine eminim, tamam mı? Muhtemelen duygularını ifade etmekte zorlanıyordur. | Open Subtitles | أنا واثق أنه يهتم ربما هو غير جيد بالتعبير عن مشاعره |
| Kendimi ifade etmekte başarılı olmadığımı bilirsin. | Open Subtitles | تعلمين أني لست جيداً بالتعبير عن نفسي |
| Diana duygularını ifade etmekte güçlük çektiğini söyledi John. | Open Subtitles | قالت (ديانا) إنك تواجه صعوبة بالتعبير عن مشاعرك يا (جون) |
| Duygularını ifade etmekte zorlanırlar. | Open Subtitles | صعوبة بالتعبير عن المشاعر" |