| dedim. Telefon defterini verdi, uçuş okulunu aradım, "Bir uçuşa çıkmak için rezervasyon yaptırmak istiyorum" deyip rezervasyon yaptım. | TED | ناولتني كتاب دليل أرقام الهواتف ، فاتصلت بمدرسة الطيران ، قمت بالحجز ، قلت أود أن أقوم بالحجز للخروج في رحلة طيران. |
| Evet, telgrafla rezervasyon yaptırmıştık. Hindistan'dan.6 hafta önce. | Open Subtitles | نعم,لقد قمنا بالحجز بالهاتف منذ 6 أسابيع من الهند |
| rezervasyon almayı biliyorsunuz ama rezervasyon tutmayı bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تعرفين كيف تتلقين الحجز. ولكن لا تعرفين الإحتفاظ بالحجز. |
| En azında bunu yapmalıydım, bütün Rezervasyonu sen yaptığına göre. | Open Subtitles | هذا أقلّ ما يمكنني فعله بإعتبار أنّكِ قمتِ بالحجز |
| Rezervasyonu nasıl hallederiz bilmem. | Open Subtitles | لا أعرف كيف سنقوم بالحجز إذا لم نغادر الآن |
| Evet, efendim. Sorgulanacak ve mahkemeye kadar gözaltında tutulacak. | Open Subtitles | نعم سيدي، سيتم استجوابه وإيقافه بالحجز الفيدرالي |
| Bu akşam Primo'da yemek yiyeceğiz. rezervasyon yaptırdım. | Open Subtitles | سنذهب للعشاء في معطم بريمو الليلة ، قمت بالحجز |
| Eğer sana da uygunsa akşam yemeği için rezervasyon yaptırdım. | Open Subtitles | لقد قمت بالحجز للعشاء في مطعم للليلة إذا أردتي؟ |
| Ben organizatör değilim. rezervasyon almıyorum, Doktor Cooper. | Open Subtitles | أنا لست مصممة حفلات أنا لا أقوم بالحجز د.كوبر |
| Bu haftasonu ikimiz için rezervasyon yaptırdım. | Open Subtitles | قمت بالحجز لكل منا من اجل عطلة نهاية هذا الاسبوع |
| Bugün 17:00'de rezervasyon yaptırsam olur mu? | Open Subtitles | هل هو مناسب لك أن أقوم بالحجز لك في الساعة الخامسة مساءً؟ |
| Aradık ve rezervasyon yaptırdık, işte o zaman-- | Open Subtitles | لذا، بعد ذلك اتصلنا وقمنا بالحجز ..وذلك عندما، تعلمون |
| Müşteri toplantısı için bir Kore lokantasında rezervasyon yaptır. Duyduğuma göre seviyorlarmış bizim yemekleri. | Open Subtitles | فلتقم بالحجز فى مطعم كوري لإنني سمعت أنهم يحبون الطعام الكوري. |
| Yarın akşam 8 için Savoy'da iki kişilik rezervasyon yaptır. | Open Subtitles | قم بالحجز لنا في مساء الغد الساعة الثامنة لشخصين في فندق سافوي |
| Aradım, planladım, Groupon kuponu aldım, rezervasyon yaptım. | Open Subtitles | أنظري, لقد قمت بالإستكشاف, بالتخطيط, حصلت على الكوبون الجماعي, وقمت بالحجز |
| Ve bizim kulüp sahibi çok unutkan oldu neden olduğunu tahmin ediyorum grup hakkında o Rezervasyonu. | Open Subtitles | و اعتقد ان ذلك هو سبب ان مالك النادى كثير النسيان عن الفرقة الموسيقية التى قامت بالحجز |
| Bak bakalım kızın bu gece uçuş Rezervasyonu var mıymış? | Open Subtitles | هل يمكنك التحقق و معرفة ما اذا قامت بالحجز على متن أي من الرحلات هذه الليلة ؟ |
| Sadece Rezervasyonu tutmayı bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | ولكن لا تعرفين الإحتفاظ بالحجز |
| Şu an araştırma kapsamında, ama gözaltında bir kız var. | Open Subtitles | الأمر برمته قيد التحقيق لكن لدينا فتاه بالحجز |
| gözaltına alın. Telefon ve iletişim yasak. | Open Subtitles | ضعه بالحجز لا مكالمات هاتفية، ولا وسائل اتصال |
| Ben telefon edeyim. Başka isimle yer ayırtayım. | Open Subtitles | من الافضل ان اقوم بالحجز باسم مختلف |
| Ben de, öğretmenime salak dediğim için ceza almıştım bir keresinde. | Open Subtitles | ذات مرة وضعت بالحجز لدعوة معلّمي للعلوم بالأحمق |
| Eğer sana dokunursam beni 48 saat hücreye atarlar ve cezamı uzatırlar. | Open Subtitles | لكن إذا لمستك فقط سيضعوني بالحجز ليومين وتمديد فترة حكمي |