| Buradan çıkmama yardım et lütfen. Araba alamıyorum, kapıları açmıyorlar. | Open Subtitles | أرجوك، ساعدني بالخروج من هنا لا يمكنني أخذ سيارة. |
| - Yardım edersen sana 5000 veririm. - Ne için? Buradan çıkmama yardım etmen için. | Open Subtitles | سأعطيك خمسة ألاف إذا ساعدتني بالخروج من هنا |
| Hayır, Buradan çıkmama izin vermeleri için onlarla yaptığım tek anlaşma buydu. | Open Subtitles | لا، هذا كان فحسب الاتفاق الذي عقدته معهم ليسمحوا لي بالخروج من هنا |
| Pekâlâ, hemen şu anda senin, babanın ve biyolojik annenin buradan çıkmasına izin vereceğim canlı olarak, sonsuza kadar mutlu mesut yaşayın diye. | Open Subtitles | , حسناً، سأسمح لكِ و لوالدكِ , و والدتكِ الحقيقية بالخروج من هنا أحياء، لتعيشوا حياة سعيدة أبدية |
| - Maalesef buradan çıkmasına izin veremem. | Open Subtitles | أخشى أنني لا أستطيع السماح له بالخروج من هنا |
| Geleceği düşünmem gerek, buradan çıkıp hayatımı geri kazanmayı, evimi marketimi. | Open Subtitles | أحتاج التفكير بالمستقبل بالخروج من هنا العودة إلى حياتي ومنزلي والسوق |
| buradan çıkmamıza izin vermez. Günahlarımızın bedelini ödeyeceğiz! | Open Subtitles | لن تسمح لنا بالخروج من هنا مطلقاً سندفع مقابل خطايانا |
| Eğer Buradan çıkmama yardım edersen seni onunla tanıştırabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أصلك به. ان ساعدتني بالخروج من هنا. |
| İstediğin kadar beyaz at ve bunun karşılığında tek yapman gereken Buradan çıkmama yardım etmek. | Open Subtitles | كما تريد معرفته عن الحصان الأبيض. وكل ما عليك فعله تساعدني بالخروج من هنا. |
| Buradan çıkmama yardım edersen sana ne olduğunu çözeriz ve Audrey'nin bunu düzeltebileceğine seni temin ederim. | Open Subtitles | . إصغي , ان ساعدتني بالخروج من هنا . سنكتشف ما الذي يحدث معك . و اراهنك بأن " اودري " تستطيع معالجتك |
| Buradan çıkmama yardım et, sana bir iyilik borcum olsun. | Open Subtitles | ساعدني بالخروج من هنا , وسأدين لك بخدمة |
| Ne dersem kabul etmek mi? Sonra da beni satacaksın çünkü çaresiz olduğun kadar ikimiz de biliyoruz ki Buradan çıkmama asla izin vermezsin. Batman sever misin? | Open Subtitles | ،القبول ببساطة عن أي شيئ أريده وبعدها تهزأ بي لأنه بقدر بأسك،فكلانا يعلم أنك لن تسمح لي أبدا بالخروج من هنا أتحب الرجل الوطواط؟ |
| Buradan çıkmama yardım etmelisin. | Open Subtitles | علينا مساعدتي بالخروج من هنا |
| Senin gibi bir ürünün buradan çıkmasına izin vermezler. | Open Subtitles | لن يسمحوا لك بالخروج من هنا مع البضاعة |
| Bunun dışında, buradan çıkıp, zamanında yetişip, oğlumun Cadılar Bayramı kostümünü görmek için söz verdim. | Open Subtitles | , و الأهم من ذلك وعدت بالخروج من هنا سريعاً حتى أرى ابني في زي عيد القديسين |
| Onunla konuşmamız lazım. Yada buradan çıkıp gitmemiz lazım. | Open Subtitles | إمّا أن نجد طريقة للتحدث معه أو نسرع بالخروج من هنا. |
| İnsanların derisini cızırdatabiliyorum. Yüzleşelim gitsin, buradan çıkmamıza asla izin vermeyecekler. | Open Subtitles | لنواجه الحقيقة، إنهم لن يسمحوا لنا بالخروج من هنا أبداً |
| Bence seni infaz edersek Ma-Ma buradan çıkmamıza izin verir. | Open Subtitles | كانت ستسمح لنا ( ما ما ) بالخروج من هنا ... |