| harita ve rehineyle beraber geri dönsen iyi olur, Kaptan Silver. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعود بالخريطة وبالرهينة أيضا |
| Locke gördüğü harita üzerinde takıntısı gün ve gün büyüyordu, tüm soruların cevabının onda olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | تزايد هوس جون بالخريطة التي رأها مفكرا انها ممكن ان تحتوي على اجابات |
| - Çok eski. Bu çok eski, ayrıca haritayı tehlikeye atamayız. | Open Subtitles | هذه قديمة جداً، ونحن لا نستطيع أن نجازف بالخريطة. |
| Hâlâ peçeteye çizdiğiniz haritayı saklıyorum. | Open Subtitles | لا زلت أحتفظ بالخريطة التي رسمتِها على المنديل. |
| haritayla, İspanyol'dan aldığım haritayla. | Open Subtitles | بالخريطة, التي أخذتها من صديقك الاسبانيّ |
| Bak, haritadaki bölgeye göre bunu çıkarabildim. | Open Subtitles | إعتماداً على النقطة المُحددة بالخريطة. |
| Ann'in asistanı sabah aradığı ve haritanın hala durup durmadığını sordu. | Open Subtitles | مساعدها اتصل هذا الصباح سائلًا إذا ما كنت لازلت أحتفظ بالخريطة |
| Şişko Çocuk, harita bul. | Open Subtitles | . الطفل السمين، ياتي بالخريطة. |
| - Nedir bu harita merakı? | Open Subtitles | لماذا الجميع مهوس بالخريطة ؟ |
| Layton'dan 30 mil uzakta, ve Jüpiter alanı da harita da yok. | Open Subtitles | خارج نطاق 30 ميل من مقاطعة (ليتون) ومدينة (جوبيتر) ليس بالخريطة. |
| Jeremy bir harita ve raptiye aldı Çünkü kendisi çok uzun ve maymun gibi kolları var... | Open Subtitles | لذلك اتى (جيرمي) بالخريطة والقلم وبما انه طويل ولديه ذراعيّ غوريلا |
| haritayı inceliyordum. Kaynağa kestirme bir yol var. Bir kanyon geçidi. | Open Subtitles | كنت أنظر بالخريطة ، هناك طريق أسرع إلى المنبع ، طريق الوادي. |
| Tutuklanmasının haritayı benimle paylaşması için elime bir koz vereceğini biliyordum. | Open Subtitles | سيمنحني النفوذ الذي أحتاجه لإجباره على مشاركتي بالخريطة |
| Sanki haritayı kanımda hissedebiliyor gibiyim. | Open Subtitles | كأنما يمكنني الشعور بالخريطة تسري في دمائي. |
| haritayı benim elime verecek misin? | Open Subtitles | -هل ستدعني أتولى زمِام الأمور بالخريطة ؟ |
| - Aslında bir zamanlar içinde olan haritayla ilgileniyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن مهتمون بالخريطة التي كانت موجودة |
| Babam, adamlardan biri haritayla oradan çıkmış olmalı, diyor. | Open Subtitles | قال أبي أحد الرجال وصل خارجا بالخريطة |
| Bir kaç hafta sonra, haritayla döndü. | Open Subtitles | عدة اسابيع لاحقا, رجع بالخريطة |
| - Bosna'nın haritadaki yerini biliyor musun? | Open Subtitles | من بوسنة- أتعرف أين هي بوسنة ؟ بالخريطة ؟ - |
| Charlie'yi, lanet haritanın her köşesinde bekleyen başka bir kadını olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف بأن تشارلي يمكن أن يكون على أي مكان بالخريطة |