| Dışarıda kar yağıyor, ama biz burada sıcak ve güzel bir ortamdayız. | Open Subtitles | إنها تثلج بالخارج, لكننا هنا ننعم بالدفء و الهدوء |
| Seni götürmeye gelen adamlar gelene kadar seni sıcak ve rahat tuttum, ve senin yanında oturdum. | Open Subtitles | جعلتك تشعر بالدفء و الراحة وجلست هناك معك، حتى آتى هؤلاء الرجال وأخذوك بعيداً |
| O adamlar seni alıp götürene kadar seni sıcak ve rahat tuttum, orada oturdum. | Open Subtitles | جعلتك تشعر بالدفء و الراحة وجلست هناك معك، حتى آتى هؤلاء الرجال وأخذوك بعيداً |
| Yani aynı, dönüşümlü olarak, sıcak ve sevgi doluyken aynı zamanda soğuk ve süper eleştirici olan babana karşı hissettiğin gibi mi? | Open Subtitles | تقصدين الطريقة التي شعرتِ بها بالدفء و المحبه و أيضاً بالبرودة و الإنتقاد من والدكِ ؟ |
| Kendimi sıcak ve kaybolmuş hissettiriyor. | Open Subtitles | إنه يجعلنى أشعر بالدفء و الغموض |
| sıcak ve... | Open Subtitles | .... بالدفء و تشعرين |
| sıcak ve merhametli hissediyor musun? | Open Subtitles | ! هل تشعر بالدفء و الحنان ؟ |