| Ve sonra düşündüm de onları daha çok et kokusuyla mı çekiyorduk? | Open Subtitles | وعندها كنت أفكر فقط هل نحن نجذبهم بالرائحة أم باللحم؟ |
| Duvarlarının ceset, kol ve bacak parçaları ile desteklendiği siperler korku ve pis koku alanlarıydı. | Open Subtitles | لقد كانت اماكن تفوح بالرائحة السيئة والخوف بأسوار قد تكون علقت بها الأطراف والجثث البشرية |
| Kokuya aldırmaksızın koyniş koyniş uyuyorlar. | Open Subtitles | النوم فوق بعضهم البعض ضاربين بالرائحة عرض الحائط بعد الآن |
| Uyandığımda havadaki kokudan nasıl bir gün olacağını anlardım. | Open Subtitles | كان باستطاعتي أن أعرف ما هو هذا اليوم بالرائحة التي في الجو عندماأستيقظ |
| Ama kokusundan hâlâ keyif aldığımı söyleyebilirim. | Open Subtitles | ...ولكنني أعترف أني ما زلتُ أستمتع بالرائحة |
| Gençlerin kusmuğunun ekşi kokusu hala burnumda. | Open Subtitles | أنفي لازال مليئاً بالرائحة اللاذعة لتقيؤ المراهقين |
| koku alma hissim artmış, kulaklarım keskinleşmişti. | Open Subtitles | احساسي بالرائحة أصبح أشدّ سمعي أصبح أكثر حدّة |
| Dev su samurları için bu, aile tuvaletine koku işaretleri bırakmak anlamına geliyor. | Open Subtitles | بالنسبة للقضاعات العملاقة، هذا يعني التعليم بالرائحة في مرحاض العائلة |
| Eminim atların çok keskin koku duyuları vardır, o yüzden hazırlıklı ol. | Open Subtitles | وأنا متأكدة بأن الأحصنة لديها شعور قوي بالرائحة لذلك حضر نفسك |
| Kokuya aldırmayın. | Open Subtitles | لا تهتموا بالرائحة |
| Ben Kokuya aldırmam, benim hoşuma gitti. | Open Subtitles | لا أمانع بالرائحة إنها تعجبني |
| Az önce kokudan deliriyordunuz. | Open Subtitles | قبل لحظات كنت معجب بالرائحة |
| Kan kokusundan onu bulabilirim. | Open Subtitles | يمكني العثور عليه بالرائحة بالدم |
| Onu kokusundan bulabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أن نعثر عليه بالرائحة |
| Üstüne üstlük bir de feci vücut kokusu. | Open Subtitles | ممتزجه بالرائحة السيئه لشخص ما |