| Renkli benekleriyle kağıda sarılmış şekerleri severdim ve sıvı şekerle doldurulmuş küçük şişeleri. | Open Subtitles | كنتُ أحب النقط الملوّنة اللواتي كنّ ملتصقات بالورقة وتلك الزجاجات المملوءة بالسائل الحلو |
| sıvı soğutmalı. | Open Subtitles | أربعة ممتصات للصدمات، أربعة سليندر مبردة بالسائل |
| Bütün içim sıvı dolu sanki. Bu gerçek olamaz. | Open Subtitles | ـ إن داخلي أشبه بالسائل ـ هذا ليس حقيقي |
| ya da kocaları çocuk istemese bile karılarına dönor spermi seçmelerine genelikle izin mi veriyoruz? | Open Subtitles | أو نسمح لزوجات لإختيار المتبرعون بالسائل |
| Mikrobiyolojik inceleme sıvıda organizma tespit edemedi bu yüzden enfeksiyonu unutun. | Open Subtitles | فحص الميكروبات أظهر عدم وجود عضويات بالسائل لذا انسوا أمر العدوى |
| -Kurbanın ciğerleri sıvı doluydu. | Open Subtitles | حسناً,رئتي الضحية كانت مليئة بالسائل |
| Aslında hayır, bir sıvı gibi hissediyorum dökülüyormuşum gibi. | Open Subtitles | فيالواقع،كلا،إني أشعر... أشبه بالسائل ... كما لو كنت أقطر بسائل ما |
| Serebraspinal sıvı ile ne yaptınız? | Open Subtitles | ماذا فعلت بالسائل الدماغي الشوكي؟ |
| Siyah mermer kaplanmış sıvı merkezli. | Open Subtitles | الأسود المرصع بالسائل المركّز |
| Efendim, ciğerleri sıvı ile doluyor. | Open Subtitles | سيدي , رئتيه تمتلئ بالسائل |
| Çok fazla sıvı vardı, Bay Franklin. | Open Subtitles | , (هناك كمية كبيرة بالسائل داخلك يا سيد (فرانكلين لكننا أوشكنا على الانتهاء |
| Yeterince sıvı ileamniyon kesesi . | Open Subtitles | الكيس الجنينى بالسائل |
| Ama gözünün içi sıvı ve iltihap dolmuş, Schlemm kanalı tıkalı. | Open Subtitles | لكن عينكِ مليئة بالسائل والمجرى، قناة (شليم) مسدودة. |
| Efendim, ciğerleri sıvı ile doluyor. Acele serison veremezsek hayatta kalması mümkün değil. | Open Subtitles | ...رئته تمتلى بالسائل , إذا لم يحصل على بعض (الثريثون) الآن |
| Ama bu da bir kavanoz dolusu şapırdayan bir sıvı. | Open Subtitles | لقد مرت وهذا حوض كبير مليء بالسائل ! |
| Asılan bir adamın sol elini alırsın 7 yıl boyunca amniyotik sıvı içinde saklarsın doğru büyülü sözleri söylersin ve ölü, mumlar yandığı sürece canlı kalır. | Open Subtitles | تأخذين اليد اليسرى لرجل تم شنقه، تغمسينها بالسائل الـ أمنيوسي) لمدة سبع سنوات) تقولي التعويذة الصحيحة، وسينهض الموتى طوال فترة احتراق الشموع |
| Şu an dönor spermlerine bakıyor. Eğer istediği buysa. | Open Subtitles | هي تختار من المتبرعون بالسائل اذا هذا ماتريد |
| Önemli faaliyetler ventriküllerin etrafında dolanan sıvıda gerçekleşiyordu. | Open Subtitles | و الأنشطة المهمة التي تحدث بالسائل الذي يتحرك بهذه البطينات |
| Akciğerdeki sıvıda protein var mıydı? | Open Subtitles | أكان هناك بروتين بالسائل الجنبي؟ |