| Bunun ne demek olduğundan emin olamayız fakat doğu yakasında şafaktan önce savaş başlığının infilak edeceğine işaret ediyor olabilir. | Open Subtitles | لا يمكننا التأكد من معنى هذا الكلام ولكنها ربما تشير إلى أن الصاروخ سيتم إطلاقه قبل الفجر بالساحل الشرقي. |
| Hedef saati sabah 8'di. Doğu yakasında saat 10'u bile geçti. | Open Subtitles | الوقت المحدد كان الثامنة صباحا، ولكن الوقت تجاوز العاشرة الاّن بالساحل الشرقي |
| Hedef saati sabah 8'di. Doğu yakasında saat 10'u bile geçti. | Open Subtitles | الوقت المحدد كان الثامنة صباحا، ولكن الوقت تجاوز العاشرة الاّن بالساحل الشرقي |
| Doğu kıyısındaki bütün fabrikalara yazı yazıp bıçaklarının uyuşup uyuşmadığını görmem lazım. | Open Subtitles | عليّ مُراسلة كل مصنع أخشاب بالساحل الشرقي... لأتبيّن أيّـاً منها يُطابق شفرات آلاته هذه العلامات. |
| Ama San Francisco'ya gönderin. Ben batı yakasına taşınıyorum. | Open Subtitles | بل ارسلوها الى سان فرانسيسكو انا ذاهب الى مكتبنا بالساحل الغربي |
| Diğer olumlu yanı da şeflerinin Batı Kıyısı'nda en iyi üçe girmesi. Bunu sevdim. | Open Subtitles | ولديهم ثلاثة مصنفين كأحد أفضل طهاة بالساحل الغربى. |
| Kuzey kıyısında ki otellerimizin hepsi yasallaştı. | Open Subtitles | فندقنا بالساحل الشمالي قانوني بالكامل الآن |
| Ebeveynlerle konuşmak istiyorum. İlk çiftin uçağı az önce indi. Telefon Batı yakasında gelmiş. | Open Subtitles | أوّل زوجين حطوا للتوّ، وتلقوا دعوة بالساحل الغربي أمّا الآخرين فما زالوا بالجو |
| Bu seçim günü. Doğu yakasında sandıklar açılıyor. | Open Subtitles | صباح الخير، إنه يوم الإنتخابات، وجاري الآن فتح صناديق الإقتراع بالساحل الشرقي. |
| Beş ay öncesinde doğu yakasında kötü bir fırtına yaşanmıştı. | Open Subtitles | قبل عدة أشهر, عصفت بالساحل الشرقي عاصفة قوية |
| Batı yakasında bir yerlerde bulunduğunu farzetmek doğru olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | فأعتقد أننا سنفترض أنه فى مكانٍ ما بالساحل الغربى, ربما "لوس أنجلوس" |
| Doğu yakasında yaşamışlar. | Open Subtitles | إنّهما يعيشان بالساحل الشرقيّ. |
| Pekala ,GMI Sağlık doğu yakasında ki bir düzine hastaneye sahip. | Open Subtitles | والتى يعمل بها أرون ديكستر) كمدير تنفيذي) حسناً، "جي أم أي" للشبكات الطبية تملك الكثير من المستشفيات بالساحل الشرقي |
| Doğu yakasında Garrick'in işlerini yapabilecek toplam 5 tane bankacı var. | Open Subtitles | ... هنالك خمسة مُصرفيين بالساحل الشرقي " هم فقط القادرون علي تموين مُهمة " جاريك |
| - Doğu yakasında pek çiftlik olmaz. | Open Subtitles | -ليس لدينا ذلك بالساحل الشرقي |
| Fırtına geçtiğinde ve doğu kıyısındaki insanlarımız güvende olduklarında, kampanyalarımızı yeniden başlatmayı dört gözle bekliyoruz. | Open Subtitles | نتشوق لمتابعة حملاتنا" "عند انتهاء العاصفة "وسلامة الناس بالساحل الشرقي" |
| Polis, Joaquin Aguilar adındaki bir adamın Robles... şebekesinin doğu kıyısındaki operasyonlarının başı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الشرطة تظن بأن رجلاً (يدعى (خواكين أغويلار يترأس قسم عمليات عصابة .الـ"روبلز" للمخدرات بالساحل الشرقي |
| Batı yakası rap'çileri hala Doğu yakasına geçmekten korkuyor. | Open Subtitles | فنانين الراب بالساحل الغربي مازالو قلقين بشأن الذهاب إلى الساحل الشرقي |
| Sonra onu Batı Kıyısı'nda ki ortağına postalarız. | Open Subtitles | ثم نشحنه الى شريكك بالساحل الغربى. |
| Doğu kıyısında bir okula gitmek istiyorum! | Open Subtitles | انا اريد الذِهاب إلى مدرسةِ بالساحل الشرقي! |