| Ve eğer araba ve şöförü yeterince iyi ise, yarışı kazanırdınız. | TED | فاذا كان اداء السيارة و السائق جيد بما فيه الكفاية ، عندها يمكنك الفوز بالسباق |
| O kız bize yarışı kazandıracak. Şeytan dilli cadaloz! | Open Subtitles | ستجعلنا نفوز بالسباق المرأة الشرسة الخرقاء |
| Pek başarısı yok. Belki yarışı bitirir. | Open Subtitles | لا لا , أنه لم يقدم اداء جيداً على الاطلاق انه بالسباق على الارجح لتكملة عدد المشاركين |
| Bu akşam ki yarış hakkında düşünüyordum. belkide erken gitmeliyiz. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر بالسباق الليلة يجب أن نكون هناك مبكراً |
| Bulutlar yarışa girişecek yeryüzü köpürüyor, işte işaret. | Open Subtitles | السحب ستبدأ بالسباق. وعندما تبدأ الأرض بالاهتياج هذه هي العلامة. |
| Victor, yarışı kazanabilirdik. Söylediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | فيكتور كان بإمكاننا ان نفوز بالسباق اتفهم ذلك؟ |
| Önde gidiyor ve yarışı kazanıyor. | Open Subtitles | تنطلقبالفرسبإتجاهخطالنهاية، وها هى تفوز بالسباق |
| Onsuz yarışı kazanamayacağımız kişi. | Open Subtitles | تلك التي يبدوا أننا بدونها لن نستطيع الفوز بالسباق |
| Seni kardeşinin hayatı gibi önemsiz birşey yarışı kazanmaktan alıkoyacak mı? | Open Subtitles | وأنت يمكن أن ترك أشياء صغيره , مثل حياة أخاك تمنعك من الفوز بالسباق |
| Çıktığımda Gurur'u yeneceğim ve büyük yarışı kazanacağım. | Open Subtitles | عندها سوف اهزم برايد وافوز بالسباق الكبير |
| Çünkü bu yarışı mahfettim. Bir sonrakini kazanmalıyım. | Open Subtitles | لأنني أخفقت في هذا السباق عليّ أن أفوز بالسباق القادم |
| yarışı araba değil, onu kullanan kazanır. | Open Subtitles | ليس السيارة لكن السائق هو الذي يفوز بالسباق |
| - Bak araba kötü ama yarışı kazandım | Open Subtitles | اعلم أن السيارة تبدوا بمظهر سيء ولكني فزت بالسباق |
| Bu yüzden, hırslı bir şekilde kazmak ve sorunları görmezden gelmek yarışı kazandırır. | Open Subtitles | لذا حفرانا بنشاط ـ ـ ـ و تجاهلنا المشاكل الشخصية ـ ـ ـ و فزنا بالسباق |
| Blue Notes, 2000 dolar. Dördüncü yarış, Narragansett. | Open Subtitles | بلونوت أراهن بإلفي دولار بأنه سيفوز بالسباق الرابع في ناراغنسيت |
| Ya da bazen diğer şoförlerle bu şekilde aptalca yarış yapardım. | Open Subtitles | أحيانًا أنا وأصدقائي نقوم بالسباق وأشياء غبية كهذا |
| Fakat sürücü sana güvenmezse asla yarış kazanamayız. | Open Subtitles | لكن اذا السائق لم يثق بك نحن سوف لن نفز بالسباق قط |
| - Bu lastikler yarışa dayanmaz. | Open Subtitles | ـ الأطارات التي هي ما تفز بالسباق ـ عن ماذا انت تتكلم؟ |
| Sanırım dersi ekeceğim, doğrusu daha fazla burada durmak istemiyorum hala beşinci yarışa yetişebilirim. | Open Subtitles | أعتقد أني سأتخطى الحصه الحقيقة، لا أريد أن أكون هنا،كما الحال مع الأطفال ومازال بمقدوري القيام بالسباق الخامس |
| Or.spu Hennessey'nin seni yarışta görmek istemesi umurumda bile değil. | Open Subtitles | لا أهتم إن كانت تلك السافلة تريد ان تراك بالسباق |
| Artık resmen yarışmacı olmayabilirim ama bu yarışın her ayağını haber yapacağım. | Open Subtitles | و لكننى سأكمله ربما لا أظل مقيدة رسميا ً و لكننى سأكتب تقريرا ً عن كل قدم بالسباق |
| Yarıştan daha çok zevk alırsınız. | Open Subtitles | ستتمتعين بالسباق أكثر |
| Central Pacific'ten önce bu yolu yapma yarışını kazanacağınıza... | Open Subtitles | هل تعتقد أنك تستطيع الفوز بالسباق ضد شركة سنترال باسيفك لبناء هذا الطريق؟ |