"بالسيّارة" - Translation from Arabic to Turkish

    • arabada
        
    • arabayla
        
    • arabaya
        
    • Araba
        
    • arabayı
        
    • arabasıyla
        
    • araçta
        
    • arabanın
        
    Yolda bir yerde durmaliyim. arabada kalacaksin. Sen benimle geleceksin. Open Subtitles سأتوقف خلال الطريق، أنتَ ستبقَ بالسيّارة ، و أنتِ ستأتين معي.
    Sanırım arabada bulmaca çözeceğiz. Open Subtitles هذا يعني إذن أنّنا سنحلّ الكلمات المتقاطعة بالسيّارة
    İlgilenmiyorum. Yolda bir yerde durmalıyım. arabada kalacaksın. Open Subtitles سأتوقف خلال الطريق، أنتَ ستبقَ بالسيّارة ، و أنتِ ستأتين معي.
    O gün Araba kullanmam, arabayla bir yere gitmem, elime para almam ve... Open Subtitles لا أركب بالسيّارة لا أتعامل بالنقود، ولا أشعل الفرن
    Sokağın karşısına koştum, arabayla çarpıyordu bana. Open Subtitles وركضتُ عبر الطريق، وكاد أن يصدمني ذلك الرجل بالسيّارة
    Hadi, çocuklar, derhal arabaya biniyoruz. Open Subtitles هيّا يا أولاد، سنذهب بالسيّارة الآن
    Araba kullanma iznim var fakat ehliyetli bir sürücü olmadan jipi çıkaramıyorum. Open Subtitles في الحقيقة، أملك تصريح بالقيادة ولكن أبي لا يُريدني أن أخرج بالسيّارة بدون رُخصة قيادة
    Gerçekten çitlerin üzerine doğru arabayı sürmeyi istedik mi sanıyorsun? Open Subtitles أتظنّين حقاً أننا أردنا الاصطدام بالسيّارة في سياج؟
    - Vay namussuz, ben arabada olacağım. Open Subtitles إنّه هاتف لإجراء المحادثات الإجتماعية. سأكون بالسيّارة.
    arabada da olduğu gibi, değerli hiçbir şey çalınmamış gibi görünüyor. Open Subtitles كما فُعل بالسيّارة ليس هنالك شيء ثمين سُـرق
    Bu kayıtlar, arabada pestili çıkan o kızla yaptığın düzinelerce aramayı ve mesajları gösteriyor. Open Subtitles تظهر العشرات من الإتصالات والرسائل النصيّة لرقم تلك الفتاة التي صدمتها بالسيّارة للتو
    - Ama kitaplarım yanımda. Yani arabada da durabilirim... Open Subtitles -ولكن لديّ كتبي، أعني، بوسعي البقاء بالسيّارة
    Sen kaza yaptığında ben de arabada olsam, emniyet kemerim bağlı olmasa ve ön camdan uçsam ve... Open Subtitles ماذا لو كنتُ معك بالسيّارة أثناء تعرّضك للحادث ولم أكن مرتدياً حزام الأمان وقذفتُ عبر الزجاج الأماميّ و...
    Konuşmak istiyorsa, arabada konuşacak. Open Subtitles إذا أراد التحدّث، فسيتم ذلك بالسيّارة.
    Bu hiç mantıklı gelmiyor. Bizle değilde arabayla uğraşıyor. Open Subtitles لا يبدو هذا منطقياً، يعبث بالسيّارة وليس معنا
    Oraya arabayla gitmek ölümdü hatırlıyor musunuz? Open Subtitles الرّحلة بالسيّارة كانت صعبة، تذكرون ذلك ؟
    arabayla da yapamazlar. Çünkü sokaktan buraya isabet ettirmek zor olabilir. Open Subtitles القيادة بالسيّارة لن ينجح، لأنّ المُسدّس لا يُعوّل عليه من مسافة على الشارع.
    Burası kiliseye arabayla 5 dakika yakınlıkta. Open Subtitles هذا المبنى على بُعد خمس دقائق قيادة بالسيّارة لتلك الكنيسة.
    Eğer arabaya binemiyorsan, Sebt günü bir yerlere nasıl gidiyorsun? Open Subtitles (والتر)، إذا كنت لا تركب بالسيّارة كيف تتنقـّل يوم الشابوث؟
    Şimdi çevir şu arabayı bakalım. Hemen geri dönüyorsun. Open Subtitles الآن أستدر بالسيّارة استدر بها في الحال
    Meth laboratuvarına arkadaşının arabasıyla gidecek, öyle mi? Open Subtitles هل يتشارك بالسيّارة للذهاب لعمله في مختبر الميث؟
    Silahlar araçta. Open Subtitles -لقد أودعت الأسلحة بالسيّارة
    Konuşmak istiyorsa arabanın içinde. Open Subtitles داخل السيّارة. إذا أراد التحدّث، فسيتم ذلك بالسيّارة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more