| Havası kötü. sisli. | Open Subtitles | المناخ سيء و مليء بالضباب و من الصعب توقعة |
| Meydan sisli ve çok tehlikeli sivri uçlu kayalarla kaplı. | Open Subtitles | الساحة مليئة بالضباب والصخور الخطرة المتناثرة |
| Bu şehrin aydınlık ve canlı güneş batışlarının sis ile yok olacağını düşünmek beni dehşete düşürdü. | TED | لقد شعرت بالجزع من إمكانية تغير هذه المدينة من غروب الشمس باهية وحية لتصبح مغطاة بالضباب الباهت. |
| Fogponik tekniğiyle yani besleyici olarak sis su veya toprak değil, bitkileri büyütmeye yarıyor. | TED | حيث يكتفي بالضباب كمادة مغذية في الزراعة، وليس الماء أو التربة -- لتنمية النباتات بسرعة. |
| Ve kâbus görmeye başladığımda sanki tüm oda sisle kaplanmış gibiydi. | Open Subtitles | و عندما جاء الحلم... الغرفة كلها بدت و كأنها مليئة بالضباب |
| sisle örtülü adanın ortasında Kral Ozerick'in hazinesi yatıyor. | Open Subtitles | في وسط تلك الجزيرة المغطاة بالضباب يوجد كنز الملك اوزريك |
| Mardon ile yüz yüze geldiğimde ise sokak birden sise boğuldu. | Open Subtitles | وعندما انا واجهت مارتن الشارع في الحال امتلئ بالضباب |
| O gecenin sisli olduğunu nereden biliyordu? | Open Subtitles | كيف عرف بأن تلك الليلة كانت مليئة بالضباب ؟ |
| Alex'in sis ile hiçbir ilgisinin olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن أليكس ليس لها علاقة بالضباب. |
| Demek o yüzden sis var. | Open Subtitles | ولهذا السبب الجو مليئ بالضباب |
| Her yer sis kaplıydı. | Open Subtitles | لقد كان الأمر مكسو بالضباب |
| Ejderhanı çağır... bizi saklamak için... sisle bürüsün etrafı. | Open Subtitles | نادِ تنينك ليشق طريقه بالضباب |
| sisle yapabildiklerimi görene kadar bekle. | Open Subtitles | -انتظر حتى ترى ما بمقدوري فعله بالضباب. |
| Nathan sise neden olanın Joe Sena olduğunu doğruladı. | Open Subtitles | نايثان أكد ان جوي سينا هو من تسبب بالضباب |
| Size söylemiştim, bu sise güvenilmez. | Open Subtitles | قلت لكم لا تستطيعون الوثوق بالضباب. |