| utanç içinde evine, California'ya dönersin, Bir süre gözlerden uzak olursun. | Open Subtitles | سوف ترحل مجللاً بالعار وتعود إلى كاليفورنيا وتختفي عن الأضواء لفترة |
| Demek istediğim, utanç duyduğun şey hakkında daha spesifik bilgilere ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعني، أنا بحاجة لبعض التفاصيل حول الشئ الذي أنت تشعر بالعار حياله |
| Kör insanların zeki olduğunu sanırdım, bebek gibi ağlayıp zırlıyorsunuz. Hepinizden utanıyorum! | Open Subtitles | يا إلهي، العميان أغبياء يصرخون ويبكون مثل الأطفال، أشعر بالعار لأني أحدكم |
| Yeteri kadar rezil oldum zaten. | Open Subtitles | لاتبدأي بالرقص مره أخرى أشعر بالعار بما فيه الكفايه |
| Bu geceki davranışlarınızı görseydi, utanırdı. Ben utanıyorum. | Open Subtitles | لو انها راتكم اليوم ,لاحست بالعار تجاهكم كما انا اشعر الان |
| İsyancıları desteklediğin için utanmıyor musun? Moritou, biraz sakin ol! | Open Subtitles | أخي، ألا تشعر بالعار لأنك انضممت للتمرد؟ |
| Yüzlerindeki utanç ve küçük düşme hissi aşikâr. | TED | الإحساس بالعار والخزي واضحُ على وجوههم. |
| Bir konu hakkında yanıldığımızı fark ettiğimizde, utanç duymak yerine gurur duymayı öğrenmeliyiz. | TED | علينا أن نتعلم كيف نحس بالفخر لا بالعار عندما نلاحظ أننا ربما كنا مخطئين حول شيء ما. |
| Başarısızlığı kendime mâl edip engelleri aşamadığım için derin utanç hissetme sürecinden yıllarca geçtim de durdum. | TED | مررت بهذا الإجراء لسنوات من الاقتناع بأن الفشل كان بسببي، ثم بالشعور بالعار بسبب عدم كوني قادرة على تخطي العقبات. |
| utanç verici olan ben değilim. Beni doğuran kadından nasıl utanırım? | Open Subtitles | لا يوجد عار فى شخصى كيف يمكننى أن أشعر بالعار تجاه المرأه التى ولدتنى ؟ |
| Bir tanrıyla savaşta ölmek, utanç içinde yaşamaktan iyi. | Open Subtitles | من الأفضل أن تموت فى معركه مع إله عن أن تعيش مكللا بالعار |
| utanç verici olan ben değilim. Beni doğuran kadından nasıl utanırım ya da beni yetiştiren ırktan? | Open Subtitles | لا يوجد عار فى شخصى كيف يمكننى أن أشعر بالعار تجاه المرأه التى ولدتنى ؟ |
| Kılık değiştirip geziyorum, çünkü paramdan utanıyorum. | Open Subtitles | أتنكر بهذا الزي لأني أشعر بالعار من ثروتي |
| utanıyorum Dr Jackson'ın cesaretini takdir etmedikleri için. | Open Subtitles | أشعر بالعار بأنهم لم يعترفوا ببطولة الدكتور جاكسون |
| Ama herhangi bir ahlak kuralına göre, ben rezil biriyim. | Open Subtitles | و نزاهة لكن، حسب أي قانون أخلاقي... أنا موصومٌ بالعار |
| Bu psikopatla işbirliği yaptığını görse senden utanırdı. | Open Subtitles | لقد تحالفتِ مع هذا المعتل نفسيًا، لشعر بالعار بسببك. |
| Hiç sans bırakmadı ve bundan utanmıyor da. | Open Subtitles | لم يحصل على اي حظ وهو يشعر بالعار جراء ذلك |
| Ama aynı zamanda biraz da Utanmış olmalıyım çünkü yaparken iyi geliyor ama artık böyle biri mi oldum? | Open Subtitles | ولكنني أحسست بالعار و أنا ذلك لأني أشعر بالراحة أثناء القيام بها هل ذلك ما أنا عليه الآن ؟ |
| Belki üşümesin dedin belki de utandın. | Open Subtitles | ربّما لم ترده أن يشعر بالبرد. أو بالعار. |
| 7 Aralık 1941 tarihi utançla anılacak. | Open Subtitles | بالأمس,السابعمن ديسمبر1941 اليوم الذي سنعيش فيه بالعار |
| Bir de kendime $485 harcadım diye beni utandırıyor mu? | Open Subtitles | وهي تجعلني اشعر بالعار لأني انفقت 485 دولار على نفسي؟ |
| utancı deneyimlemeyen kişilerin bağlılık veya empati kapasitesi olmadığına neredeyse eminiz. | TED | نحن متأكدون بأن من لا يشعر بالعار هم أولئك الذين ليس لديهم السعة لتكوين الروابط والعواطف. |
| Senden utanıyor, senin yüzünden mahcup oluyor. | Open Subtitles | كان يشعر بالعار بسببك ويشعر بالاحراج أيضا |
| Hepimizi utandırdın, tüm okulu. | Open Subtitles | لقد وصمتنا بالعار لقد ألحقت العار بالمدرسة. |
| John, itiraf ediyorum, o parayı istiyorum, bundan utanmıyorum Bak benim için yapmanı istediğim şu. | Open Subtitles | أريد المال، أنا لا أشعر بالعار بذلك أنظر، هنا ما أريدك أن تفعله لي أريدك أن تتوقف فقط عن النباح والزقزقة ليوم واحد |