| Babana söyle ajanları geri çağırsın. Ara hemen! | Open Subtitles | قل لوالدك أن يتصل بالعملاء ويقنعهم بالثني عن فكرة ملاحقة أبي |
| Evet, ama özel kuvvetler FBI ajanları ile dolu. | Open Subtitles | نعم و لكن فريقك ملئ بالعملاء الفيدراليين |
| Ne zaman bir müşteri ile buluşsa daima onlarla fotoğraf çektirir. | Open Subtitles | .. كلما كان يلتقي بالعملاء .. كان يلتقط صورة معهم دائماً |
| Güvenilir bir müşteri listesi yapmanı istiyorum, telefon kayıtları ve finansallar. | Open Subtitles | أوتعلم، تريد أن تفعل قائمة بالعملاء السريين، وسجلاّت الهاتف، والحسابات الماليّة |
| Hafta sonuna kadar oraya 3 kamyon dolusu silahlı ajan yollayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن ارسل 3 عربات مليئة بالعملاء المسلحين وتصل بنهاية الأسبوع |
| Hayır, anlamıyorsun. Burası birazdan ajanlarla dolacak. Burayı bulup peşinizden gelmeleri an meselesi. | Open Subtitles | لا، لستَ تفهم، سيغصّ هذا المكان بالعملاء لن يستغرقهم طويلاً أبداً ليجدوا ذلك و يلاحقوكما |
| Cenazeye gelenler de bizim yerleştirdiğimiz ajanlar olacak. | Open Subtitles | والحضور سيكون مليء بالعملاء الذين زرعناهم |
| Aslında tam olarak inandığım söylenemez ama çok büyük müşteriler değil. | Open Subtitles | ليس كلياً ، ولكنهم ليسوا بالعملاء الكبار ، لذا فالأمر ليسضخماً. |
| Gerçek ajanları sana gazlı içecek almaları için yollayan eğitimsiz bir danışmansın. Bak, tamam. | Open Subtitles | إنك مستشار غَرير يبعث بالعملاء لابتياع المشروبات. |
| Destek için gelen ajanları geri çağırmalısınız. | Open Subtitles | -يجب عليك معاودة الإتصال بالعملاء الآخرين -لكنك أجريت المكالمة |
| Ayrıca inanıyorum ki Kriptograf'ın ele geçirilmesi, kaçak ajanları yakalamanın dışında Bölüm'ün faydalarından biridir. | Open Subtitles | وأعتقد أيضَا أن إكتشاف مثل هذا الجهاز "يُعد دليلاً على أهمية "الشعبة وليس فقط بما يتعلق بالعملاء المنشقّون |
| - Babama atanan ajanları ara. | Open Subtitles | إتصل بالعملاء الذين مع أبي. |
| Kendisine kaç yeni müşteri elde edeceğimiz sorulurken bana ise sahip olduğumuz müşterileri nasıl elde tutacağımız soruluyordu. | TED | سئل هو عن عدد العملاء الجدد الذين كنا سنجذبهم بينما سئلت أنا عن كيف سنتمسك بالعملاء الذين لدينا حاليا |
| Böylece müşteri ilişkilerinin en iyi elemanı sen olursun. | Open Subtitles | وعندها تستطيع ان تحصل عليها وتصبح افضل مسؤول اتصال بالعملاء عندنا |
| Ne isim, ne tarih, ne de vergi beyanı. David, bir müşteri listesi olduğunu düşünüyor, eğer varsa ona ihtiyacımız var. | Open Subtitles | يظن ديفيد أن هناك قائمة بالعملاء ولو كانت موجودة حقًا فإننا نحتاجها |
| Burası şimdi ajan kaynıyor olmalı. | Open Subtitles | هذا المكانِ يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مليئ بالعملاء من الآن. |
| Eğer ajan Walker onu yapsaydı, sadece kovulmakla kalmaz Devlet istihbaratını yanlış işlerde kullanmak dolayı yargılanırdı. | Open Subtitles | لا يمكن هذا أذا فعت هذا سوف تطرد وستواجه تهم خاصة بالعملاء الحكوميين |
| Kendilerini muhtemelen federal ajan olarak tanıtacaklar ve sana YB yapacaklar. | Open Subtitles | يدعون انفسهم بالعملاء الفيدراليين ويضللونك. |
| - Hayir burasi bir ofis, federal ajanlarla dolu olan, | Open Subtitles | لا، هذا مكتب مليء بالعملاء الفيدراليين |
| Sokağın karşısında ajanlarla dolu bir kamyonet var. | Open Subtitles | هناك شاحنة في الشارع مليئة بالعملاء |
| Orası muhtemelen ajanlar tarafından çevrilmiştir. | Open Subtitles | المبنى هو على الارجع محاط بالعملاء |
| Dolandırdığınız müşteriler için geçmişe bir sünger çekme şansı. | Open Subtitles | هذه فرصة لكم بإن تقوموا بتنظيف لائحتكم بالعملاء الذين قمتوا بخداعهم |