| Aslında orada yaşadıkça kendimi daha yabancı hissediyorum. | TED | وبالفعل، يزداد شعوري بالغربة كلما طالت فترة بقائي هناك. |
| Belki de şu anda, ana vatanında kendini yabancı hisseden bizler daha da çoğalmışızdır, kim bilir. | TED | وربما هناك الكثير منا الآن، ممن يشعرون بالغربة في أوطانهم. |
| Aksi halde, kendi ülkemizde bile yabancı ülkede gibi oluruz. | Open Subtitles | و من ناحية أخرى قد تشعر بالغربة و انت في وطنك الأم |
| Bu da, Amerika'da geçirdiği onca zamandan sonra... nihayet yabancı topraklara adım atmak demek oluyordu. | Open Subtitles | و كان هذا سبباً فى شعورها بالغربة بعد كل هذا الوقت فى أميريكا |
| Çok garip ama o korsanı döverken çok tuhaf bir rahatlama hissi tattım. | Open Subtitles | هذا غريب لكن.. ضرب ذلك القرصان أعطاني شعور بالغربة |
| Bu sana da, bana olduğu gibi yabancı geliyor mu? | Open Subtitles | هل هذا يُشعرك بالغربة كما هو الحال بالنسبة لي؟ |
| Yani kim çoğu zaman yabancı gibi hissetmiyor ki? | Open Subtitles | من الذي لا يشعر بالغربة في معظم الأحيان؟ |
| Ve ben, doğma büyüme bir Moskovalı kendi şehrimde kendimi bir yabancı gibi hissediyorum. | Open Subtitles | وأنا ... من سكان موسكو الاصليين اشعر بالغربة في مدينتي |
| Kim bazen yabancı gibi hissetmez ki? | Open Subtitles | من الذي لا يشعر بالغربة في بعض الأحيان؟ أقصد... |
| Ben de zaten kendimi yabancı hissetmeye başladım. | Open Subtitles | وأشعر بالفعل بالغربة في نفسي. |
| Çok yabancı hissediyordum. | Open Subtitles | وأشعر بالغربة |
| Çok yabancı hissediyordum. | Open Subtitles | وأشعر بالغربة |
| Şu anki durumumuz gerçekten çok tuhaf. | Open Subtitles | هناك شيء الإِسْتِمْرار بالغربة جداً هنا. |
| Normalde oturduğum masama oturmamak tuhaf hissettirdi. | Open Subtitles | شعرت بالغربة من عدم ذهابي إلى مائدتي المعتادة |